Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

Polybius’ta siyasî rejimler döngüsü ve Roma devlet yapısı (1)

Engelsiz ya da okumaktan ziyade dinlemeye meyleden arkadaşlar için yazının okunmuş hali:

Önceki yazıda (Kim bu Polybius?) Polybius’un (yazı boyunca sık tekrarlanacağı için “P.”) kimliğinden ve tarih eserinden bahsetmiştim. Şimdi ise eserinin altıncı kitabında yer alan siyasî rejimler döngüsü ve Roma devlet yapısıyla ilgili aktarımlarından söz edeceğim.

P.’nin Evrensel Tarih’i yazmasındaki temel amaç Roma’nın dünyayı nasıl ve hangi siyasî rejimle (nasıl bir devlet sistemiyle) ele geçirdiğini göstermektir. Eserde bu konuyu ele almaya ancak altıncı kitapta başlar. Dolayısıyla bu kitap eserin günümüze ulaşan kısımları arasında en önemlisidir, denebilir. Nitekim on altıncı yüzyıldan itibaren P. bir tarihçiden ziyade bir siyaset-bilimci olarak okunur ve tanınır.

polybiusAltıncı kitabı bölüm bölüm incelersek, 3-10 arasında farklı siyasî rejimlerin birbirine dönüşmesi yani döngüsü, 10-18 arasında Roma devlet yapısını oluşturan karma siyasî rejim, 12-14 arasında consul, Senatus ve halkın yetkileri, 15-17 arasında yine bu unsurun oluşturduğu denge, 18-42 arasında bu temel unsurlara ve Roma ordusuna ilişkin detaylar, 43-56 arasında ise Roma karma sisteminin Atina, Thebai, Sparta, Girit, Mantinea ve Kartaca gibi diğer karma sistemlerden farkları konu edinilir. Eser ve altıncı kitap günümüze eksik ulaşmıştır, bunu biliyoruz ancak kayıp kısmın boyutu ve içeriği hakkında bilgimiz azdır.

3-10 Siyasî rejimler döngüsü

P. Yunan dünyasında yükselip çöken devletler olduğundan bahsediyor, ona göre bu tür devletlerin nasıl yükselip nasıl çöktüğünü anlamak kolaydır, zira hepsi üç aşağı beş yukarı aynı şekilde yükselip çökmüştür. Dolayısıyla benzer devlet yapılarıyla karşılaşıldığında, onlardaki gidişe bakılarak gelecekleri tahmin edilebilir. P. Roma devlet yapısının daha önce karşılaşılmış olan Yunan devlet örneklerinden farklı olduğunu, dolayısıyla yükselişinin iyi tahlil edilmesi gerektiğini, ancak geleceğinin tahmin edilmesinin kolay olmadığını düşünür, ona göre bu zorluğu yaratan toplum ve kamu yaşamı hakkındaki bilgi azlığıdır. Önceki yazıda P.’nin Roma’da ülkenin önde gelenleriyle bir arada bulunuyor olmasının öneminden bahsetmiştim, bu onun için Roma’yla ilgili bilgi azlığını gidermesi için çok önemli bir fırsattır ve bu fırsata erişmiş ilk tarihçidir.

P. ilkin geleneksel siyaset-bilimine ve siyaset-bilimcilerine göre üç siyasî rejim olduğunu söylüyor: Krallık, aristokrasi ve demokrasi. Ancak P.’nin bu noktada önemli bir sorusu vardır: Bu üç rejim olabilmiş “tek” alternatifler midir, yoksa “en iyi” alternatifler mi? P.’nin bu sorusu retoriktir, zira ona göre her iki varsayım da yanlıştır, üç rejimin de dönüştüğü başka üç rejim ve ilk üç rejimin bir karması olan başka bir rejim daha vardır, yani toplamda yedi siyasî rejim var gibi görünüyor. Ancak ona göre en iyi rejim ilk üç rejimin bir karmasıdır. Bu kabulün sadece teorik değil, pratik dayanağı da vardır: P. Lycurgus’un kurduğu Sparta devletini örnek gösterir. (Lycurgus’un devletinin mitik ve ütopik kimliğiyle ilgili olarak bkz. “Antikçağ’da Ütopya (2)“)

Daha sonra ilk üç rejime benzer yapıların, aslında onların bozulmuş halleri olduğundan bahseder: Geçmişte bazı monarşilerin ve tiran yönetimlerinin de krallığa benzemesinden ötürü “krallık” olarak değerlendirildiği, kimi aristokratik yapıların aslında oligarşik, kimi demokratik yapıların da aslında “-kaotik- çete yönetimi” olduğunu söyler. Daha sonra ilk üç yönetimin tanımıyla birlikte onları bozulmuş hallerinden ayırır:

Krallık “korku ve baskı”dan ziyade aklî ilkelerle yürüyen bir rejimdir, o halde tekadam rejiminde erk toplumda korku ve baskı ortamı yaratmışsa, o rejime krallık denemez. P. aynı mantıkla aristokrasiyi de oligarşiden ayırır. Bu noktada P.’nin açıklamasının dışına çıkarak etimolojik bir ekleme yapmam gerekiyor: Aristokrasi Yunancada “en iyi” anlamındaki ἄριστος sıfatı ile “yasa, yönetim” anlamındaki κρατία isminin birleşiminden oluşmuş olan ἀριστοκρατία teriminden gelir, dolayısıyla aristokraside “en iyi yönetim” anlamı baskındır. Buna karşın oligarşi “az, birkaç” anlamındaki ὀλίγος sıfatıyla -“köken, ilk ilke, temel” anlamındaki ἀρχή’den türemiş- “yönetmek” anlamındaki ἄρχειν fiilinin birleşiminden oluşur. Dolayısıyla aristokraside “en iyi kişilerin yönetimi”, oligarşide ise “az kişinin yönetimi” anlamı baskındır. Aradaki anlam farkını özellikle de Latincede çok net bir şekilde görürüz, zira Latincede “en iyi” anlamındaki optimus sıfatından türemiş olan optimas sıfatı “en iyiye / soylulara özgü” anlamında olup, aristokratik rejim için de kullanılır, bununla birlikte aristokratik sınıf yani soylular (Patricii mensupları) için de yine aynı sıfattan türemiş olan Optimates ismi kullanılır. Yunanlar ve Romalılar için, nominal açıdan da, “en iyi kişilerin yönetimi”nin, “az kişinin yönetimi”ne göre daha iyi bir çağrışım yaptığını söylemek mümkündür. P.’nin “en iyi kişiler”den anladığının da “ahlaken iyi ve bilge” olanlar olduğunu da belirtmek gerekir.

P. demokrasiyi de “çete yönetimi”nden ayırır. Ona göre demokrasi halkın egemenliği olmakla birlikte, tanrılarla ilgili geleneksel yargıları ve yasaları korur, bu rejimin ebeveyne saygı ve yaşlıları koruma gibi toplumsal hassasiyetleri de vardır. “Çete yönetimi” ya da “belli bir grubun tüm halkı bastırdığı yönetim” Yunancada ὀχλοκρατία’dır (Latincesi ochlocratia). ὄχλος yani “çete”, “kalakabalık grup”  yönetimi ele geçirdiğinde, kaçınılmaz olarak diğer gruplar bastırılır, P. çoğunluğun bu baskıcı tutumunun da demokrasi olmadığını düşünür.

P. siyasî rejimlerin doğal bir süreç içinde oluşup gelişim gösterdiğini yani bir tür sosyal evrimi savunur, ona göre doğal süreçte oluşan ilk rejim monarşidir. P. monarşinin ardından krallığın geldiğini söylüyor, bu şu anlama geliyor:  Toplumun idaresi için öne çıkan ilk lider primitif ve kısmen organizedir, onun güvenliği sağlanmış ve otoritesi desteklenmiş olan tam organize yapının içine geçişi kral olmasıyla gerçekleşir. Krallık, yukarıda da belirttiğimiz gibi, aklî ilkelerin işlediğini gösterir, dolayısıyla herkesi bastırarak öne çıkan ilk primitf liderin krala dönüşümü aklî bir gereksinime dayanır. P. doğal süreç içinde krallığın özündeki kusura yani bu primitif yönetim şekline döndüğünü söyler, yani kral tirana dönüşür. Yine bu süreçte tiranın rejimi de çözülür, çünkü halk aklî ve gerekli ilkelerle yönetilmeyi öğrendiği / bunu deneyimlediği için, tirana katlanamaz. Dolayısıyla tiran yıkılır, aristokratlar yani “ahlaken en iyi ve bilge” olanlar yönetimi ele geçirir. Ancak zamanla “en iyiler” olan azınlıktaki kişilerin “en iyi”lik vasfı ortadan kalkar, rejim sadece soydan yani doğumdan kaynaklanan bir ayrıcalıklılar yönetimine dönüşür. Halk iktidardaki içeriği artık boş olan “en iyi”lik vasfından ve dolayısıyla bu meşru zemindeki uygulamalardan rahatsızlık duyarak, iktidarı devirir, böylece demokrasi yani halk egemenliği başlar. İlkin herkesin katılımcısı olduğu bu rejim de, zaman içinde belli grupların öne çıkıp halk adına yönetimi ele geçirmeleri neticesinde bir çete yönetimine dönüşür.

Şimdilik burada bırakayım ve bu konuya sonraki yazılarda devam edeyim. Bir sonraki yazıda P.’ye göre ilk siyasî rejimin nasıl ortaya çıktığı ve döngünün detaylarıyla ilgili tespitlerinden bahsedeceğim.

5 comments on “Polybius’ta siyasî rejimler döngüsü ve Roma devlet yapısı (1)

  1. Geri bildirim: Polybius’ta siyasî rejimler döngüsü ve Roma devlet yapısı (2 Krallıktan tiranlığa…) | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)

  2. Geri bildirim: ὀχλοκρᾰτία ya da Okhlokrasi nedir? (Zamanı mı şimdi?) | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)

  3. Geri bildirim: Peki, χειροκρᾰτία neydi? | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)

  4. Geri bildirim: Çeviren notu res publica’yı tanımlayamıyor mu? | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)

  5. Anonim
    25/01/2024

    Hocam, bu çalışmayı yayınladığınız akademik bir dergi var mıdır?

Yorum bırakın

Information

This entry was posted on 04/07/2013 by in Eskiçağ üzerine, Genel, Latince üzerine and tagged , , , , , , , , .