Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

Özne: Felsefe Bilim ve Sanat Yazıları, 29. Kitap: “Stoa Felsefesi” (Güz 2018)

ozne_29

Editörlüğünü Prof. Dr. Hatice Nur Beyaz Erkızan’ın yaptığı “Stoa Felsefesi” konulu Özne: Felsefe Bilim ve Sanat Yazıları, 29. Kitap çıktı!

Bu sayıda iki çalışmam bulunuyor.

  1. Epiktetos, Enkheiridion 1-23’ten yaptığım çeviri. (19-26)

Phrygia’daki Hierapolis kökenli olan Epiktetos (İS 1. Yüzyılın ortaları – 2. Yüzyılın başları) gençliğinde Roma’da Epaphroditus’un bir kölesiydi. Efendisi tarafından azat edildikten sonra Stoacı filozof Musonius Rufus’tan felsefe eğitimi aldı. İmparator Domitianus’un 89 yılında filozofları sürmesine kadar Roma’da felsefe dersleri verdi. Epirus’taki Nicopolis’te bir okul açtı ve üst sınıftan birçok Romalı burada Epiktetos’un derslerine katıldı. Onlardan biri olan Lucius Flavius Arrianus, Epiktetos’un derslerini (Διατριβαι / Diatribai, Konuşmalar) yayınladı, bu eserin sadece 4 kitabı günümüze ulaştı.

Bununla birlikte Epiktetos’tan günümüze, burada bir bölümünün (1-23) çevirisini sunduğumuz Ἐγχειρίδιον / Enkheiridion başlıklı bir metin daha kalmıştır. Türkçeye “Rehber” ya da “El Kitabı” olarak çevirebileceğimiz bu metin toplamda 53 bölümden oluşmakta ve yine Arrianus’un Διατριβαι’dan yaptığı bir derlemedir. Epiktetos’un odaklandığı temel konu, gerçekte insanın neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyeceğidir. Buna bağlı olarak Epiktetos Stoacıların ortak anlayışına uygun olarak insanı kendini ve evrensel doğayı keşfetmeye çağırır. İnsan bu çağrıya olumlu yanıt verdiğinde, yaşamda iyi ya da kötü izlenimi veren hiçbir şeyden olumsuz etkilenmeyeceği, olan her şeyi olduğu gibi, doğal neden-sonuç ilişkileri içinde kabul eden ve sahip olduğu tek şey olarak sadece öz benliğine dayanan sağlam bir ahlak duyuşu geliştirir. Bu duyuş, Stoacıların “en yüce iyi” olarak değerlendirdiği erdemin insan yaşamındaki egemenliğinin tezahürü ve gerçek özgürlüğünün anahtarıdır.

Burada sunduğumuz çeviride temel aldığımız Yunanca metnin künyesi şudur: Epictetus (1928). The Discourses Books III-IV. Fragments. Encheiridion, trans. W. A. Oldfather, Cambridge: Harvard University Press (482-498).

 

2. “Stoacılık Açısından Seneca’nın ‘Büyük’ İskender Betimlemeleri” başlıklı makale. (117-132)

İskender ya da Antikçağ’dan bu yana yaygın bir şekilde bilinen ünvanıyla ‘Büyük’ İskender dünyanın en büyük fatihleri arasında sayılır. Kısa ömründe yaptığı fetihler, Doğu Akdeniz’den Asya’ya, yeni bir kozmopolitan kültürün Helenistik çağını uyandırmıştır. Ancak Roma’nın imparatorluk döneminde yaşamış olan Stoacı filozof Lucius Annaeus Seneca’nın (İÖ 4 -İS 65) eserlerinde İskender olumsuz karakter yönleriyle öne çıkarılan tarihsel bir figürdür. Bu çalışmada öncelikle Seneca’nın eserlerinde beliren tüm ‘Büyük’ İskender betimlemeleri sunuluyor, daha sonra İskender’in karakteri özellikle de Stoacı ruh ve bilge anlayışı açısından ele alınıyor.

 

 

Yorum bırakın