Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

“Antik Yunan’da Felsefe ya da Politik Felsefe”, 23 Ekim 2018

23 Ekim 2018 tarihinde, İstanbul Üniversitesi, Felsefe Bölümü’nün düzenlediği Politik Felsefe Nedir? başlıklı konferansta “Antik Yunan’da Felsefe ya da Politik Felsefe” başlıklı bir konuşma yaptım. Konuşma metnini buradan veya Academia.edu’dan yayınlayamıyorum, çünkü diğer konuşmalarla birlikte kitaplaşma projesi var.

Konuşmamda odaklandığım temel varsayım şudur: Sokrates öncesinde ve Sokrates nezdinde felsefe kent-devlet, toplum ve onları meydana getiren vatandaşlar üzerine fikir ve idealler içermekte, bu da felsefî düşünceleri kendi bütüncül perspektikleri içinde politik kılmaktadır. Burada politik unsurların bilgisi, kentten vatandaşa, devletten devlet adamına kadar toplumu meydana getiren her şeyin bilgisidir. Burada beliren, sadece aktif politikanın ve ülkenin yönetim şekli olarak politik rejimin değil, aynı zamanda bireyin toplumsal kimliğinin, bu kimliğine bağlı olarak kişisel ve kolektif olarak yaşantısına ve evrene dönük düşünce tarzının nasıl şekilleneceğinin de önem kazandığı bir bilgi arayışıdır. Yunan deneyimi açısından düşündüğümüzde “vatandaşlara, toplumsal yaşama ve kamu yaşamına özgü, ait olan tüm unsurlar” anlamındaki πολιτικά hem toplumun karar alma süreçlerini, hem de politik yapının toplumsal, dinî, etik ve ailevî gibi farklı açılardan öz-tanımlanışını içerir. Dolayısıyla hem toplumun karar alma süreçleri, hem de öz-tanımı açısından, felsefenin sınırları içinde olduğu varsayılan bir düşünme tarzıyla bilgiye ulaşma ve mümkünse teorik etkide bulunma çabası, kendi başına, özellikle de Straussçu politik felsefe anlayışında karşımıza çıkan, politik bir dönüşüm ideali olarak iyi yaşam ve iyi toplum hedefine uyar.

Felsefenin başından itibaren bütüncül bir politik dönüşüm idealini içerdiğini gösteren belli başlı örnekleri işledim. Yedi bilge, Thales, Pythagoras, Herakleitos ve Sofistlerle birlikte Sokrates örnekleri üzerinde durdum. Bu çerçevede felsefenin açıkça veya kapalı bir şekilde ortaya konan yaşam idealleri bütüncül bir perspektifte, ister geleneğin yüzlerce yıl içinde oluşmuş ve birikmiş erdemlerini savunmak amacıyla olsun, ister sofistler örneğinde olduğu gibi geleneksel kabulleri tümüyle ya da kısmen reddetmek amaç ve yöntemiyle olsun, son kertede politik olarak nitelenebilir. Çünkü tanımlanmak veya dönüştürülmek istenen insan sadece yaşarken değil, öldükten sonra bile, geride kalanların veya kentin gözünde Aristoteles’ten aldığımız fikir mirasıyla, kentin mensubu olduğu için politik bir varlıktır.

politik1politik2politik3politik4politik5politik6

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: