Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

Seneca’ya Göre Filozofun Avama ve Aktif Politikaya Karşı İdeal Tutumu (2 Mayıs 2018)

cengizzz.jpg

cengiz_cevik2

 

2 Mayıs 2018 tarihinde, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Seminer Odası’nda, Uluslararası İstanbul Felsefe Kongresi kapsamında”Seneca’ya Göre Filozofun Avama ve Aktif Politikaya Karşı İdeal Tutumu” başlıklı bir bildiri sundum.

Bildirinin özeti:

Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Stoacı filozof Lucius Annaeus Seneca özellikle de ahlak üzerine düşünmüş ve eserler kaleme almıştır. Daha önceki Stoacılarda olduğu gibi, Seneca’nın eserlerinde de beliren ahlak anlayışı temelde dünyevî tutku ve arzuların küçümsenerek daha büyük bir hedef olarak evreni saran tanrısal akılla bütünleşmeyi ve bu bütünleşme ideali çerçevesinde doğanın örnek alındığı (secundum naturam) erdemin (virtus) en yüce iyi (summum bonum) olarak benimsendiği bir yaşam anlayışını geliştirmeyi salık verir. Seneca (kendi yaşamıyla da deneyimlediği üzere) bu Stoacı yaşam anlayışının avamın yaşam anlayışıyla ve onunla iç içe örülü olan güncel politik iklimin gerek kişisel, gerek olgusal unsurlarıyla çatışabileceğinin farkındadır. Bu yüzden özellikle de Lucilius’a yazmış olduğu Ahlakî Mektuplar’da (Epistulae Morales) filozof veya bilgenin (Seneca’nın bağlamında ikisi de aynı kişiyi, felsefede gelişim kaydeden kişiyi imler) avama ve aktif politikaya karşı tutumunun ne olması gerektiği üzerinde durur. Bu tebliğde bu tutumun temel unsurlarını iki bölümde inceliyoruz. “Avama karşı tutum” başlıklı birinci bölümde Ahlakî Mektuplar’ın çeşitli mektuplarında (5, 7, 14, 16, 28 vs.) beliren görüşleri ele alıyoruz: avamın aşırı davranışlarıyla dikkat çeken “filozof görüntüsü”ne dönük nefreti ile genel olarak felsefeye nefreti, filozofun avamı eğitme görevi, avamın felsefe karşısındaki konumu, filozofun avamdan ve kalabalıktan uzaklaşması (kendine çekilmesi) gerekliliği ve bu gerekliliğin Aristotelesçi ve Stoacı kaynakları üzerinde duruyoruz. İkinci bölümde ise filozofun aktif politikaya karşı ideal tutumunu irdelerken temel hareket noktamız, Seneca’nın verdiği örnek olarak Stoacı filozof veya bilge Marcus Cato’nun aktif politikanın içinde yaşadığı sorunlar ve bu sorunlarla karşılaşmasının felsefe açısından anlamıdır. Marcus Cato Cumhuriyet döneminin sonunda Caesar ile Pompeius arasındaki iç savaşta iki tarafa karşı da savaşarak devletin sarsılmaz bütünlüğünden yana tavır almış, iç savaşın Caesar’ın zaferiyle sonuçlanması üzerine intihar etmek zorunda kalmıştır. Seneca’nın, Cato’ya dönük aktif politikaya katılmasıyla ilgili eleştirisi ile bu katılımı sayesinde Cato’nun sergileme fırsatını bulduğu Stoacı erdemleri (ama özellikle de cesaret erdemini) yüceltmesi arasındaki çelişki üzerinde de duruyoruz. Aktif politikaya katılmak, bu bağlamda hiçbir felsefi amaca hizmet etmeyen, gereksiz bir eylem olarak görünse de, temelde bir erdem sergileme alanı olarak görülebilir.

Bildirinin tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

Yorum bırakın