Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Prof. Dr. Bülent İplikçioğlu’nun Eskibatı Tarihi 1. Giriş, Kaynaklar, Bibliyografya başlıklı çalışması (Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1997) ilgililer için iyi bir referans kaynağı. Hoca önsözünü benim için oldukça anlamlı bir şekilde bitiriyor; Türkiye’de (belki dünyanın birçok yerinde de ya da her yerde, çok mu totolojik oldu yoksa?) bir bilim insanının kızına verdiği hesap ya da bilim arzusu ile şahsî yaşamındaki arzularına dayanan eylemleri arasında kalmışlığına verdiği tepki olarak okunabilir:
“‘Eskibatı Tarihi 1’ dört yıllık yoğun araştırma ve çalışmanın bir ürünüdür; bu süre içinde kendisiyle çok yakından ilgilenemediğim sevgili kızım Elif’in, bir gün, babasının ‘boş işler’le uğraşmadığını anlaması dileğiyle…”
Eser Eskiçağ tarihiyle ilgili bir serinin ilk kitabı olarak tasarlandığından kaynakların sıralanması ve okunması öncelikli konusunu oluşturuyor. Hoca eserin bir yerinde “Hellence-Latince Kökenli Ad ve Sözcüklerin Türkçede Doğru Yazımı” üzerine özet bir bilgi sunuyor, bu konuda şikayetlerimiz çok olduğundan, paylaşırsam hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum. Metnin pdf versiyonunu okumak ya da indirmek için aşağıdaki alıntıya tıklayabilirsiniz:
Hocanın ellerine sağlık, size de çok teşekkürler. İzin var mı sosyal medyada paylaşmaya? Çevirmen ve editörlerin (özellikle müptedilerin) çok işine yarayacaktır eminim.
Selahattin Özpalabıyıklar
Merhaba Hocam,
Hellence özel bir terim midir yani neden Yunanca değil de Hellence tercih edilmiş bunun belli bir sebebi var mıdır ?