Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
>
Buddha: Eğer bir adam elini kaybederse, onu sonsuza dek kaybeder; fakat bir adam gözlerini kaybederse, ne görme duyusunu ne de yumruk kavramını tümüyle kaybetmiş olur. Yolda kör bir adamla karşılaştığını ve ona şunu sorduğunu düşün: “Bu kör hâlinle, gördüğün nedir?” Sana şunun gibi bir cevap verecektir: “Görebildiğim tek şey karanlık; başka hiçbir şey yok“… Ananda, tıpkı normalde görebilen ancak karanlık bir odada karanlıktan başka bir şeyi göremeyen adam gibi, gözlerini yitirmiş olan bu kör adam da sadece karanlığı görür. Gözlerini kapa, Ananda, karanlıktan başka neyi algılarsın?… Sadece karanlığı görebilen bu kör adam, birden görme yetisini kazansa ve nesneleri yeniden görebilse; onun, nesneleri, gözleri sayesinde görebildiğini söyleriz. Karanlık odaya birden bir lamba getirilse, biz, o adamın, nesneleri o lamba sayesinde görebildiğini söyleyebiliriz. Fakat bu tümüyle yanlıştır; zira lamba nesneleri aydınlatırken, onları kavrayan yine gözler olur.
Çev. C. Cengiz Çevik, “The Surangama Sutra”dan; S. Commins – R. N. Linscott (ed.), Man and Spirit: The Speculative Philosophers, Modern Pocket Library, New York 1954, pp.147-148.