>Libya hakkında…
>
Birleşmiş Milletler Libya’ya müdahale kararı aldı, müdahalenin içeriği tam bilinmiyor (kesin olmayan bir bilgiye göre, Kaddafi’nin askerî merkezlerine ilk saldırı bu gece Fransız hava kuvvetlerince yapılacak), görüşülecek.
Bu arada Kaddafi ikna edilemezse ya da “reddedemeyeceği bir teklif almazsa” Hüsnü Mübarek gibi (Özgürlüğü isterken bile özgürlüğünüzün garantisini başkalarından almak durumundasınız), daha fazla kan akacak gibi görünüyor. Akla düşen ise şu dilemma: Demokrasi ve hümanist tutum / yetenek dışarıdan aşılanabilir nitelik ve değerler değildir, buna karşın, birçok twitter mesajında da geçtiği gibi, Kaddafi’nin ordusu altında hiçbir can-güvenliği bulunmayan insanların yaşamını korumayacaksa BM ne işe yarar? Libya’ya gir ama çıkmasını bil ya da yeni bir (“ılımlı”) Kaddafi bırakıp gitme, denilebilir.
Libya meselesinde takip edilesi twitter kullanıcıları:
http://twitter.com/#!/ShababLibya
http://twitter.com/#!/iyad_elbaghdadi
http://twitter.com/#!/sarahraslan
Sosyal paylaşım sitelerinde beliren aktivizmin meyvelerini görmeden, bu dijital fenomenle ilgili acele analizlere girişmemek gerekir, wikileaks konusunda olduğu gibi. Mısır’da demokratik seçim koşullarının ve konuşulanların, “devrim”e zarar verdiği (hatta bir twitter kullanıcısı “öldürdüğü” üzerinde durmuş) görülürken, propaganda ve moral desteğini evrensel dijital platformdan alan bu hareketlerin muhtemel sonuçları hakkında net bir şeyler söylemek güç.

Heyecana kapılıp “Müslümanların Fransız Devrimi” demek ya da olan biteni tümüyle Amerigan oyununa bağlamak şu aşamada yersiz ama
Geist‘ın birçok
causa‘yı eyleme getirdiği aşikâr, bu
causa‘lardan en açık olanı da, batının, doğal ve tarihî karakterinden ötürü asla “müdahaleci” tavrından vazgeçmeyeceği, bu tavrını meşrû göstermekte yetkin olduğu (Karş.
Daily Telegraph “We must not stand…”) ve diktatörlükler altındaki halkların can güvenliğinin “bir şekilde” (birilerinin / çoğunluğun / masumların can-güvenliği için, başka birilerinin / tahakkümcü azınlığın can-güvenliğinin olmaması gerektiği bu işin kuralıdır) “ziyadesiyle” sağlanmasının, en geçer akçe olduğudur.
Daha detaylı konuşacağız.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
>amerika ve benzeri ülkeler artık sıkılmadı mı şu ''demokrasi getireceğiz'' saçmalığından? herkes ne kadar bencil ne kadar rant peşinde sonunda felsefeye dönüp ''bu hayat yaşanmaya değiyor mu?''yu sorgulayacağım. japonya ne olacak peki? biz ne olacağız? zeitgeist the movie'deki isa'nın balık çağı bitiminde bir kıyamet kopabilir mi?