Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
>
“…Gün gelir bizim de felsefe geleneğimiz yahut felsefemiz olursa, onun zaten tanıtılmasına gerek kalmaz. Er yahut geç birileri kapına dayanır, felsefeni öğrenir ve tanıtır. Kısacası, güneş balçıkla sıvanmaz. Bunun en güzel örneği Kierkegaard’tır. Unamuno bir şekilde On dokuzuncu yüzyılın sonları yahut Yirmincinin başlarında bilinmeyen, adı sanı pek işitilmemiş Kierkegaard’dan haber almış, çalışmalarıyla onu dünyaya tanıtmıştır. Kierkegaard’a eserlerin tercümesine ulaşamadığından, Unamuno, oturmuş ilerilemiş yaşına rağmen, Danca öğrenmiş ve onun tanınmasını sağlamıştır. Aynı şekilde Farabî de fazlaca tanınmıyordu. Onu felsefe dünyasına tanıtan da İbn-i Sinâ olmuştur.”
Prof. Dr. Teoman DURALI
Devamı için:
http://www.teomandurali.com/node/46
”Doce non esse positum bonum vitae in spatio eius sed in usu posse fieri, immo saepissime fieri, ut qui diu vixit parum vixerit. Dic mihi dormituro ‘potes non expergisci’; dic experrecto ‘potes non dormire amplius’. Dic exeunti ‘potes non reverti’; dic redeunti ‘potes non exire’.”