Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

İlk kinik kadın olan Hipparkhia hakkında ne biliyoruz?

Kinik felsefe teorik temel ve tutarlılık kadar pratik yaşam deneyimini de gerektiren bir felsefedir. Bunun temel nedeni, kinizm öğretisinin bizatihi eylemi gerektiren bir anlayışı içermesidir. Bu anlayış yerleşik Yunan toplum düzeninin teoride ve pratikte tümüyle reddedilmesini gerektirir, toplumdaki tüm politik ve dinsel kurumları hatalı bir inşanın ürünü olarak görür, dolayısıyla bu öğretide toplum dışına çıkmak ve itilmek kaçınılmaz bir sonuçtur.

Toplumun reddedilen temel kabullerinden biri de kadınlarla düzenli ilişkinin kentteki resmi karşılığı olan evliliktir, evlilik ailedir, dolayısıyla toplumun en küçük yapıtaşı temelden reddedilmiş olur. Bu yüzden öğretinin en meşhur temsilcilerinden olan Diogenes daha çok hayat kadınlarıyla ilişkiye girmiştir, kimileyin hayat kadınlarına takılan erkekleri de eleştirse de, yozlaşmış bir toplumda ahlakî ve makul bir tutum sergilediğinden emin olmuştur. Örneğin biri kinik Diogenes’i genelevden çıktığı için kınayınca, Diogenes “senin evinden çıksam daha mı iyi olurdu” demiştir (Codex Bodleianus 50) ya da  çağırdığı hayat kadını eve geç gelince Diogenes “elim düğün şarkısını çoktan söyledi” diyerek alay etmiştir (Galenos, , De Locis Affectis 6.15). Galenos, bu son alıntının bağlamında, Diogenes’in, cinsel ilişki yoksunluğu ya da ilişkinin eksik kalması durumunda çektiği bedensel acıyı gidermeye odaklandığına dikkat çeker. Diogenes ve diğer birçok kinik filozof için kadının “acıyı dindiren bir araç” olmaktan başka “iyi” bir anlamı/işlevi olmadığını belirtelim, aksine kiniklerin kadınlarla ilgili sözleri büyük ölçüde onları aşağılamaya dönüktür.

Ancak kinik Krates için durum oldukça farklıdır, zira Maroneialı bir kadın olan Hipparkhia’yla evlenmiş ve onunla birlikte bir kinik yaşam tarzını benimsemiştir. Bu yüzden Hipparkhia kocası Krates’le ilgili olan kimi aktarımlarda yaşam tarzından ötürü kinik filozof olarak anılır. Öncelikle bu evlilik öğretinin adına göndermeyle “köpek evliliği” olarak bilinmiş, Pasikles adında bir de çocukları olmuştur (Suda, s.v. “Krates”). Diogenes Laertios (6.88) kaynaklı bir aktarıma göre Krates, oğlu 19 yaşına gelince, onu bir geneleve götürerek “baban işte böyle ilişkide bulunuyor” demiş ve zina yapanları tragedyalardaki kişilere benzetmiştir.

Hipparkhia’nın bir hayat kadını olmadığını biliyoruz. Ayrıca bildiğimiz o ki, (Musonius, Stob. Ecl. 4.22a.20) Hipparkhia kinizme yakışacak ölçüde hiçbir malvarlığı olmayan (daha öncesinde tüm servetini dağıtan) Krates’le birlikte Atina’nın kamuya açık revaklarında yaşamını sürdürmüştür. (Aynı aktarım için bkz. Clemens Alexandrinus, Stromateis 4.19.121.6)

Epiktetos’a göre (3.22.76) Hipparkhia “ikinci Krates” sayılacak kadar kocasıyla aynı düşünce ve yaşam tarzına sahipti, kocasını sevdiğini ve yaşam tarzını ona uydurduğunu Apuleius, Flores 4’te okuyoruz. Diogenes Laertios’a göre (6.96) zengin ve soylu bir aileden geliyor olmasına rağmen, yine zengin ve soylu taliplerini reddetmiş, ailesini, Krates’le birlikte olmasına izin vermezlerse kendisini öldürmekle tehdit etmiştir. (Aynı aktarımla ilgili bkz. J. W. Salisbury, Encyclopedia of Women in the Ancient World, 159) Diogenes Laertios aynı yerde Hipparkhia’nın anne babasının Krates’e, kızlarını bu ilişkinin yürümeyeceğine ikna etmesi için yalvardığından söz eder. Bunun üzerine Krates sırtındakileri çıkarıp, kamburunu göstermiş, ardından heybesini, değneğini, harmanisini yere bırakarak her şeyinin bu çıplak ve çirkin bedenden ibaret olduğunu ve Hipparkhia’ya kendisiyle birlikte yaşamaya başladığında artık şikayet hakkını yitireceğini söylemiştir. Hipparkhia da her şeye razı olduğunu belirtip daha önce uzun bir süre bunu düşündüğünü, tüm yeryüzünde Krates’ten daha zengin ve daha güzel bir koca bulamayacağını söylemiş ve onunla her yere gidebileceğini eklemiştir. Krates de bu sadakat gösterisinden etkilenerek Hipparkhia’yı bir revağa götürerek onunla orada uzanmıştır. Krates’in öğrencisi Zenon da revakta birlikte yatan çıplak çiftin üzerine örtmüş, böylece halkın bu köpeksi cinsel birleşmeyi izlemesini önlemiştir.

Hipparkhia’nın Krates’le birlikte yaşamayı felsefî bir eğitim olarak gördüğünü gösteren bir aktarım vardır. Kaynak yine Diogenes Laertios’tur (6.98). Buna göre Hipparkhia başkasının yapabileceği bir şeyi kendisinin de yapmasının haksızlık sayılamayacağı varsayımını kanıtlamak için Theodoros’a tokat atmış, bunun üzerine Theodoros ne yapacağını bilemeyince, Hipparkhia’nın eteğini kaldırmış. Diogenes Laertios Hipparkhia’nın kadın olduğu halde eteğinin açılmasından ürkmediği ve rahatsız olmadığına dikkat çeker. Aynı yerde, Theodoros Hipparkhia’nın, belki de kadınsı namus duygusundan yoksunluğunu göz önünde tutarak onu Euripides’in Bakkhai‘ından bir alıntıyla dokuma tezgâhını terk eden mekiğe benzetir, bunun üzerine Hipparkhos ömrünü dokuma tezgahının başında geçirmeye değil, kendisini eğitmeye adadığı için Theodoros tarafından kınanamayacağını belirtir.

Eskiçağ’da Hipparkhia’yla ilgili anekdotların bu kadar olduğunu düşünüyorum, gözümden kaçan bir anekdot varsa, katkıda bulunabilirsiniz. Kinik felsefeye ilgili olan önceki yazılarıma da bakabilirsiniz. Bir Kinik İdol Olarak HeraklesKinik Diogenes ile kral Philippos’a ilişkin üç anekdot üzerineKinik Diogenes üzerine (Maximus Tyrius 36’dan çeviri)

2 comments on “İlk kinik kadın olan Hipparkhia hakkında ne biliyoruz?

  1. wisekhan
    11/12/2016

    Kinik felsefeyle ilgili video ve podcast de gelirse pek güzel olur diye düşünüyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Bilgi

This entry was posted on 07/12/2016 by in Eskiçağ üzerine, Felsefe - bilim and tagged , , , , , , , .
%d blogcu bunu beğendi: