Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Malumunuz, Herakles (Ἡρακλῆς) ya da Latincesiyle Hercules, Türkçedeki haliyle Herkül üstündeki aslan postu ve elindeki koca sopasıyla bilinen, iri kıyım kahramandır. Esasında kahramanla ilgili kafamızda oluşan temel imgelerden sadece biri bu, bunun dışında birçok anlatıda birçok şekilde karşımıza çıkmıştır. Herodotos‘un yaşadığı döneme kadar Yunanlar için ulusal bir kahramandır, karakteri, silahları, kıyafetleri, yapıp ettikleriyle tümüyle Yunandır. Ancak bu dönemde ve sonrasında Mısır gibi yabancı kültürlerden gelen birçok doğaüstü güç de ona atfedilmiş, kimileyin birbirleriyle çelişseler de temelde insanları ve kentleri ele geçiren, vahşi hayvanları öldüren ve sonunda göğe yerleştirilen bir kahraman olarak anılır olmuştur.
Ortak bir nitelik olarak, Homeros kaynağında (Ilias 18.118) Zeus ile Alkmene‘nin oğlu olan ve Hera‘nın öfkesini üzerine çekerek tanrısal varoluşunu kanıtlamak için bir dizi görev üstlenen Herakles‘in felsefî bir idole dönüştüğünü ve özellikle de kinik felsefede kendine bir yer edindiğini biliyoruz. Bu yazıda bunun üzerinde durmak istiyorum.
Herakles kentler kuran ve kültür getiren bir kahraman olarak düşünüldüğünde, başarısının sadece bilek gücüne dayanmadığı rahatça anlaışılır. Burada bir fiziksel açıdan harikulade bir varlık olan yarı-tanrı Herakles‘in, bu kimliğinden özgür istenci ve düşünce gücüyle bir ahlak idealinin örneğine dönüşmesinden bahsediyoruz. Bu dönüşümün izini Euripides‘in Herakles ve Prodikos‘un Herakles’in Tercihi oyunlarında sürmek mümkündür. Frischer‘in dikkat çektiği gibi (The Sculpted Word: Epicureanism and Philosophical Recruitment in Ancient Greece: 214), Platon‘un Symposium‘unda (177B) yazarı belli olmasa da “Herakles’in Övgüleri” olarak bilinen, yazarı belirsiz bir eser daha vardır. Bütün bu eserlerdeki Herakles‘in düşünsel üstünlüğü ve ahlakî örnekliği Prodikos‘tan Sokratesçilere ama özellikle de Ksenophon ve Antisthenes‘e felsefî bir tema olarak aktarılmıştır.
Nitekim kinik felsefenin kurucusu olan Antisthenes‘in Herakles‘le ve onun kendi felsefî hareketinin örnek tanrısı olduğuyla ilgili üç eser yazdığını biliyoruz. Yine Antisthenes‘in ders verdiği Kynosarges gymnasium‘unun Herakles‘e adanmış olduğu biliniyor (Frischer, A.e.).
Antisthenes’le ilgili kimi aktarımlarda Herakles açıkça erdemleriyle örnek bir figürdür. [Antisthenis Fragmenta (Ed. F. Decleva Caizzi. Milan, 1966) 22-28; Fragmenta Philosophorum Graecorum 2. (Ed. F. W. A. Mullach. Paris, 1865), 1-7]
Yine Apuleius kaynaklı başka bir aktarımda başka bir kinik filozofun, Krates’in insanlardan
gördüğü saygı anlatılırken Hercules yine canavarlara karşı kahramanca cesareti yanında insan ruhundaki öfkeye, hasede, açgözlülüğe, şehvete ve diğer tüm korkunç itkilere karşı verdiği mücadeleyle övülür ve Krates’le arasında bir benzerlik kurulur. [Apuleius, Flores 22]
Kinik Diogenes’le ilgili aktarımlarda da aynı durumla karşılaşırız. Laertius’a göre, Diogenes kendi yaşamını Herakles‘in yaşamına benzetmiştir. [Diogenes Laertius 6.71] Başka bir yerde eğitimli olduğu halde para hırsıyla dolu olan insanların cesaret ve ruh yüceliğinden yoksun olduğu belirtilirken, eskilerin Herakles gibi hem eğitimli hem de cesur insanlara kültürlü gözüyle baktığına dikkat çekilir. Sofistlerin eleştirildiği aynı yerde, aldığı eğitimle gerçekten kültürlü olan bir insanın Herakles gibi, yakıldığında bile inandıklarını koruyacağı söylenir. [Arsenius Apostolius 210.94]
Dio’ya göreyse Diogenes Herakles’i dünyayı aç ve yarı çıplak dolaşan, Diomedes, Geryon ve Eurystheus gibi zengin efendilerle mücadele eden bir figür olarak kabul eder. [Dio Chrysostomus 8.29-34]
Geri bildirim: İlk kinik kadın olan Hipparkhia hakkında ne biliyoruz? | C. Cengiz Çevik'in resmi sitesi
Geri bildirim: Diogenes ile Büyük İskender arasındaki ilişkinin yazılı kaynakları üzerine (1) | C. Cengiz Çevik'in resmi sitesi