Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Acarkent Doğa Koleji’nde Latince öğretegeldiğim çocukları televizyona çekmişler (ne demekse bu?) TRT günlerini anımsatan bir hanımefendinin sunumuyla “birbirinden akıllı, birbirinden muhteşem” çocuklarımızın endüstriyel tasarımcılık gibi tuhaf meslekler peşinde koşması elbette güzel.
Derslerimizde Latince ders kitabı olarak üniversitede kullanageldiğimiz Faruk Zeki Perek hocamızın Tercümeli Latince Grameri’nden ya da Sina hocanın Latince – Türkçe sözlüğünden yararlandığımızı hatırlatayım, diğer güzel ders kitaplarımız ve materyallerimiz de cabası, örneğin NTV Yayınları’ndan çıkan Mantık ve Felsefe kitapları, Gary Hayden’ın Büyük Filozofların Tuhaf Fikirler, vs. Neredeyse her veli toplantısında söylediğim şey şu: Potansiyeline uygun materyal sunmazsanız, çocuk sizi umursamaz, dolayısıyla bir talebeden beklenen talebi de göstermez. Latince öğretmeye çalışırken, en temel prensibimiz bu oldu, sonrası verba sequuntur zaten. Ayrıca bkz. Latince öğrenmek mi, ama ne için? ve Türkçe konuşan çocuklara Latince dersi verilebilir mi?