Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Socrates ile Alcibiades arasındaki muhtemel olan ancak (en azından Platon’un Symposium‘undan hareketle) gerçekleşmediğini tahmin ettiğimiz homoseksüel aşkın fiziksel temas ve osmosis’le (fiziksel birliktelik yoluyla değerli unsurların karşı tarafa geçirilmesi; “geçişim” karşılığının kullanıldığını da gördüm ama beni tatmin etmedi) bir ilgisi yok, bu ilişkiyi en azından Alcibiades’in zihninde muhtemel kılan, tümüyle Atina aristokrasisinin eğitim amaçlarına dönük mentalitesidir. Kısaca açıklamaya çalışayım.
Platon dönemi Atina’sında sevginin tümüyle eğitim / yarar amaçlı olduğunu görüyoruz. “Seven” ile “sevilen” arasındaki uyumun meyvesi Atina aristokrasisinin saygın temsilcilerinin gençlikten itibaren iyi yetişmesidir, “saygın temsilciler” derken cinsiyet bakımından erkekleri yani kent-devletin bekasını sağlayacak olan bireyleri kast ettiğim açık. O halde Atina’da ilgili “seven” ile “sevilen” dengesi de eril bireyler arasında kurulmak durumunda, zira bugünün “devleti yönetme- bekasını sağlama” görevini üstlenecek / üstlenme ihtimali olan erkeğini yetiştirecek olan, geçmişte aynı yoldan geçmiş olan başka bir tecrübeli erkek olacaktır. Bu da “seven” ile “sevilen” dengesinin kaçınılmaz olarak homoerotik zeminde kurulduğunu gösterir. Platon’un Symposium‘u bu yerleşik kabulün (başka deyişle homoerotik kurumun) en iyi yansıtıldığı eserlerden biri. örneğin Aristophanes “başka erkeklerin peşinde koşan erkeklerin daha iyi ve daha erkek olduğunu” söyler (191E-92A). Bu durumda homoerotik sevgi, yani bir erkeğin başka bir erkeğe tutulması, aşkla tutulan erkeğin devlete hizmet gibi ulvî bir amaç uğruna yetiştirilmesi fikrini de beraberinde taşıdığından, erkek peşinde koşan başka bir erkek aslında kendisini, sevgisini ve karşısındaki erkeği kamulaştırmış ya da devletleştirmiş olur. Platon da yine Symposium‘da (homoseksüel erotik enerjinin toplumda cesur ve üretici eylemliliği motive ettiğini düşünen Freud gibi) Socrates ya da onun rehberi Diotima aracılığıyla sevilen oğlanın güzelliğinden bilgeliğin, erdemin, şiirin ve yasalarını hızlandıran bir değer olarak bahsederken (208E-9E, 211B) aynı kamulaştırma amacını güdüyor gibidir.
Yunan Pausanias ise bu homoerotik bağlamın detaylarını çizer, ona göre ideal sevgi yaşlı erkek ile genç erkek arasında olmalıdır, genç yani sevilen olarak eromenos güzelliğini ve bedensel yeterliliğini ortaya koyarken, yaşlı adam yani seven olarak erastes, (gence) ahlak eğitimi ve ruhsal / zihinsel rehberlik imkânı sağlar. Buna bağlı olarak Atina tipi homoerotik sevgide bedensel hazzı alanın yaşlı adam, zihinsel hazzı alanın ise genç adam olduğunu söyleyebiliriz, keza Xenophon Symposium‘unda (8.21) Socrates’e şöyle dedirttirir: “Oğlan, kadının yaptığı gibi, cinsel birliktelik esnasında adamın hazzını paylaşmaz, adam cinsel arzudan sarhoş olmuşken oğlan soğuk bir ayık gibi görünür.” (Başka deyişle yaşlı adam “yaşamdan göçmeme beş kala oğlan tadını [belki bir kez daha] tadayım bari” diyordur, oğlan da toplumun kendisinden beklentisi olan “bilgilenmek” ve “yetiştirilmek” adına buna razı oluyordur.)
Şimdi gelelim Socrates ile Alcibiades’e.
Socrates’i kim olduğunu biliyoruz. Alcibiades ise gençken (en azından Symposium‘a katıldığı dönemde) geleceği en parlak olan ve güzelliğinden ötürü en çok arzulanan delikanlılardandır.
Yukarıda kısaca ortaya koyduğumuz Atina’daki homoerotizm koşullarını düşünürsek, Socrates ile Alcibiades’in “devlet” yararı adına “yaşlı adam / seven” ile “genç adam / sevilen” ilişkisini oluşturması gerektiği açıktır. Ancak bu ilişki baştan itibaren tek taraflıdır, Alcibiades bu ilişkiyi ne kadar istiyorsa, Socrates o kadar istemez. Socrates ile Alcibiades’in Symposium‘daki durumuna bakarsak, yukarıda bahsettiğimiz dengenin tersten (tek taraflı) kurulmaya çalışıldığını görürüz, zira bu ilişkiyi isteyen, yazılı olmayan geleneksel Atina kurallarına göre “edilgen” olması (hatta bedensel haz bile duymaması) gereken Alcibiades’tir, başka deyişle Alcibiades “etken” olandır, Socrates ise “yaşlı” ve “bilgili” (gelenek önünde “etken”) olmasına rağmen edilgen olur. Ancak bu edilgenlik teoride kalır ve pratiğe geçmez, zira Socrates, yukarıda da dediğimiz gibi, bu ilişkiyi istemez, Alcibiades’i reddederken onu küçümseyici bir şekilde kendisinden “bronz için altın vermesinin” istendiğini söyler (219A). Ancak Jerome Neu’nun da bildirdiği gibi (J. Neu, A Tear is an Intellectual Thing, Oxford University Press, 2000, s.137) “verili altının yitiminden farklı olarak bilgelik başkasına verilebilirken yine de sahip olunabilir, herhangi bir yitim ya da kurban durumu olmaksızın paylaşılabilir. (Socrates’e göre, o, Alcibiades’in pazarlık konusu ettiği bilgelikten yoksunsa, cinsel ilişkilere yüz vermemek için bir gerekçesi yok demektir- yalancılıktan ve aldatıcılıktan uzak durulduğu sürece tabi ki.) Belki de problem, ortada bir adaletsizliğin değil, ikna yetersizliğinin olduğunun düşünülmesidir. Diotima’nın aktarımına göre, aydınlanmış aşık, Alcibiades’in sunduğu şeyi arzulamaz. Başka bir deyişle, bir okumaya göre, kişi sevginin yükselen merdiveninin daha sonraki ve yukarıdaki basamaklarına vardı mı, artık önceki ve daha aşağıdaki basamakları terk etmiş olur.”
Socrates’e yaklaşırken şöyle der Alcibiades: “Hiçbir şey, olabileceğim en iyi adam olmamdan daha iyi değildir ve senden başka hiç kimse bana bu hedefe varmamda yardımcı olamaz.” (218D) Alcibiades zihinsel eğitimin, Socrates sayesinde ruhunu geliştirmenin peşindedir (arsız fiziksel hazzın değil). Açıkçası, basit bir şehvetin etkisi altında, para ya da başka değersiz bir hedef için hareket etmez, o halde Diotima ve Socrates’in de hedef olarak belirlediği (yukarıda bahsettiğimiz) yüce amaçları yerine getirme uğraşı içindeydi. Peki, Socrates homoerotik bağlamdaki “yüce amaçlara seslenen” bu ilişkide olmayı neden istemedi? Neu’ya göre “belki de Socrates bu ideali [Pausaniasçı ideali] reddetmek istiyordu: Socrates bu eylemi ya yüce amaçları düşünmekle bağdaştıramıyor ya da basitçe saygın yaşlı bir adama tatlı oğlanlarla sıcak bir ilişki içinde olmayı yakıştıramıyordu.” (A.e.) Platon’un Protagoras’ından bildiğimiz kadarıyla Socrates otuz-beş yaşındayken on-beş yaşındaki Alcibiades’i “bir süredir” tanıyordu, acaba Socrates’in gözünde Alcibiades’in başka bir değeri mi vardı? Socrates Alcibiades’i Pausanias’ın yansıttığı Atina’nın geleneksel homoerotik sevgi anlayışını aşan bir tutkuyla mı seviyordu? Bana kalırsa 1. Alcibiades diyaloğunda kendisini “Alcibiades’in aşıklarının ilki” sayan Socrates belki Alcibiades’in bedenini sevmediğini itiraf etmiyordu ama açıkça kabul de etmiyordu, tek yaptığı geleneğin kendisinden beklediği ulvî / kamusal amaçlı kuru bedensel ilişkinin ötesinde Alcibiades’in ruhunu sevmekti. Başka deyişle Socrates Alcibiades fiziksel birlikteliğe yanaşmayıp Platon’un Diotima (=Socrates) aracılığıyla sunduğu gibi, geleneksel “bayağı” sevgi yerine Güzellik Formuna dayanan yüce sevgiyi arıyordu. Platon’a göre, sevginin amacı da yaratıcılık ve “güzellikte yeniden yaratım ve doğum” yoluyla ölümsüzlüğe kavuşmak olduğuna göre, Socrates’in Alcibiades’in bedenine düşkün olan diğer aşıklarının aksine güzellik formunda “başka” bir sevgi nesnesi yani ölümsüzlük vesilesi bulması şaşırtıcı olmaz.
W. M. Ellis’in Alcibiades’le ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı yine “Alcibiades” başlıklı eserinde (Routledge, 1989, s.20-21), araştırmacıların (elbette ki sonraki dönemde yaşamış olanların!) Socrates’in Alcibiades’le fiziksel nitelikli bir homoerotik ilişkiye (öpüp koklamalar fiziksel osmosis’ten yani anal ya da oral seks gibi ilişkiden sayılmayabilir, bununla ilgili Antikçağ literatürü kapsamında ayrı bir yazı yazmak istiyorum) neden yanaşmadığıyla (ya da “yanaşmaması gerektiğiyle”) ilgili teorilerini üç başlık altında inceler: 1) Socrates Platon’un eserleriyle birlikte dinî bir figür olarak değerlendirilmiştir (Oysa yukarıda da söylediğimiz gibi, Yunanlar için “azizlik” mertebesi erotik kimliği olanaksızlaştırmaz, bunu yapan Hıristiyanlıktır, peki ya İslam dünyasında durum ne?) 2) Araştırmacılar, özellikle de Victoria Çağı’ndan itibaren, Yunan homoseksüelliğine temkinli yaklaşmış ve Socrates’in Eros’unu (Sokratesçi eros?) bir metafor olarak algılayıp gerçekte farklı olan “mistik bir mizaç” olarak değerlendirmiştir. 3) Socrates, yukarıda da incelediğimiz gibi, Symposium‘da açıkça Alcibiades’le homoerotik ilişkiyi istemiyor, onu itiyor görünür. Hatta Agathon’dan, kendisini Alcibiades’in “kıskanç aşkından kaynaklanan aşırı tepkilere karşı” korumasını bile ister.
Platon farklı yerlerde Socrates’in genç ve yakışıklı oğlanlara ilgisinden bahseder (örneğin Charmides 155c-e), yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bir süre (cinsel ilişkiye girmiş olsunlar ya da olmasınlar) Alcibiades’le yakın olduğu da bellidir, ancak Socratesçi sevgi anlayışında -en azından görünürde- öne çıkan kısmen rahip ve rahibelerin “katlanma” ve “çile” anlayışını andıran “kendini tutmaya dayalı, ölçülü” tutumdur. Tıpkı kimsenin Socrates’i sarhoş görmemesi gibi (214a), yine hiç kimse Socrates’i (Socrates’i zehir içmeye mahkum eden geleneğin ve devletin bekasına dönük) bayağı aşkın sembolü olan bedensel hazzın esiri olduğunu görmemelidir, zaten Alcibiades’in Socrates’te görüp beğendiği de “bedensel” güzellik değil, Socrates’in kendisini savaşta kurtarması (22d-e), onun cesur (221b) ve herkesin bildiği üzere “bilge” bir adam olmasıdır, Alcibiades “Socrates’in doğal karakterine, itidaline, cesaretine ve yine onun gücünün ve bilgeliğinin en haşin rüyaları bile aşmasına hayranlık duymadan edemiyorum” derken (219d) aslında Socrates’e biçtiği rol, ister istemez “kendisine karşı da direnen -direnç sahibi olan-, güçlü, zorlu ve hemen teslim olmaz” kişiliktir, aralarındaki ilişkiyi paradoksal kılan da budur, en azından Alcibiades açısından, yoksa Socrates için hava hoştu, Alcibiades tarafından Silenus’a ve satirlere benzetilmek (221d2-6) onun için herhangi bir anlam ifade etmiyordu ya da belki de ediyordu da, Platon bize bunu göstermek istemiyordu.
Ini adalah blog yang sempurna bagi siapa saja yang ingin tahu tentang topik ini. Kau tahu begitu banyak hampir sulit untuk berdebat dengan Anda (tidak bahwa saya benar-benar ingin … HaHa). Anda pasti meletakkan putaran baru pada subjek thats telah ditulis selama bertahun-tahun. Hal-hal besar, hanya hebat!
Ben uzun bir süre bu web sayfasında değil, kabul … Ancak böyle önemli bir konu olduğunu görmek için başka bir sevinç ve pek çok, hatta profesyoneller tarafından göz ardı. Olası sorunları insanların daha duyarlı hale getirmek için teşekkür ederiz.
You don’t have a good rating on the high traffic websites!? We can help you!
What Are People Reading About Your Business? We can help you!
It is incredibly important to analyze your competition and play on their weaknesses and your strengths. Through the use of press releases, directories, forums, Google and Yahoo Local Business and other social media hubs will place your business on top of the search results and will bring more clients for you.
Did you know that most people make buying decisions not based on what you tell them or what they hear, but based on comments from complete strangers?
We can help you!
Get a package starting from 29.95$/month
See more packages and services at http://www.buygoodreviews.com
Geri bildirim: Socrates’in çirkinliği, Alcibiades’in kahkahası, Zopyrus’un nemrutluğu « jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)
Geri bildirim: EK: ὀχλοκρᾰτία ya da Okhlokrasi… | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)
Geri bildirim: Eumenides Üzerine | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)
Geri bildirim: Kısaca: İlk Stoacılarda sevgi-av (Θήρα) meselesi | jimi the kewl resmi blog! (C. Cengiz Çevik)
Konu ortada. Sokrates homoseksüel bir pislik…Bize böyle ahlaksizlari iyi tanıtmaya çalışıyor İngiliz Derin Devleti
yorum yapacak yeterlikte değilim, ama bir şeyler aldığıma inanıyorum tesekkurler hocam
bunlar kitapta yazmaz ama 🙂