Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

Latincede bela okuma ve yaradana sığınma!

Edward C. Echols’ün The American Scholar’da yayınlanan “Sacra ac Profana The Art of Swearing in Latin” başlıklı çalışması pek ilgimi çekti. Başlığından da anlaşılabileceği gibi, yazının konusu “Latincede İlenme / Beddua / Lanet Okuma”.

Yazar yazısının başında Mark Twain’den de örnek vererek beddua etmenin ne denli bir “insanlık gerçeği” olduğunu göstermeye çalışıyor. Anlattığına göre, Twain’in karısı beddua etmeyi çok severmiş, bir gün bir beddua listesi hazırlayıp okuyunca Twain şöyle demiş:
My dear, you’ve got words, but you haven’t got the tune” “Canım, kelimelerin var ama akordun bozuk
Böylesine akordu bozuk kelime sahiplerinin sıkça karşımıza çıktığı topraklarda bulunup da beddua listesi hazırlayan bir kadına şaşıracak değiliz, lafı fazla uzatmadan yazarın bahsettiği Latince beddua ve “tanrıları işe karıştırma” örneklerini serelim.
Ex caelo
“Gökten…”
“Ne gelecekse yukarıdan gelsin” maanasında. “Layığını bulursun inşallah” dediğimizde bir ahlak duyuşu sergileriz, hakkaniyet arayışına girişiriz. Romalı için de bu hakkaniyeti sağlayacak güç “gökten” gelecektir. Romalının genelde hedeflediği ise tanrıların ve insanların kralı, baş tanrı Iuppiter’dir.
Iuro per Iovem; Iuro per Iovem et Mavortem!
“Iuppiter aracılığıyla lanet okuyorum (Iuppiter belanı versin); Iuppiter ve Mars aracılığıyla lanet okuyorum (Iuppiter ve Mars belanı versin)!”
Aslında “iurare” fiili “küfür etmek, sövmek, kalaylamak” anlamında kullanılır ancak lanet tarafı da vardır. Romalı “iuro per Iovem” dediğinde “Iuppiter aracılığıyla sana lanet / bela okuyorum” demiş olur. Echols Iuppiter ve Mars dışındaki tanrıların da bela aracı kılındığını söylüyor, mesela, “Per Iovem deosque omnes adiuro” “Iuppiter ve diğer tüm tanrılar belanı versin” lanetinin ağırlığını düşünün, bu laneti işittiğinizde, tüm tanrılar sizin başınızı ağrıtabilir. Ya da “Iuro per supremi regis regnum et matrem familias Iunonem!” “En büyük kralın krallığı ve evinin hanımı Iuno belanı versin!” lanetini işitmeniz için esaslı bir “can sıkıcı” olmanız gerekir, çünkü lanete çağrılan Iuno’nun ne denli bir bela olabildiğini mitten iyi biliyoruz, Hercules’in ya da Troia soyunun başına gelenleri düşününüz.
Burada bahsedilen yapının başka ve kısa örnekleri de vardır: “Per divom fidem!” “Sadık kutsalın eliyle/yardımıyla…” “Pro Iuppiter!” “Iuppiter adına!” “Per Mercurium!” “Mercurius eliyle/yardımıyla” “Pro di immortales!” “Ölümsüz tanrılar adına!” “O di boni!” “Ey iyi tanrılar!”
Do Iovem testem!
“Iuppiter şahidim olsun!”
Bizde “Tanrı şahidim olsun” değil de “Allah (her şeyi) görüyor” gibi bir kalıp kullanılır ama mantık neticede aynıdır: Tanrısal kudreti şahit kılıp kaşıdaki kişiyi hakka davet etmek ya da çekilenlerin Tanrı katında bir bedelinin / ödülünün olduğunu düşünerek rahatlamak.
Me Iuppiter non amet, si…
“Eğer [öyleyse]… Iuppiter beni sevmesin”
Ziyadesiyle Hıristiyanlıktaki “Tanrı seni seviyor” düşüncesini hatırlatıyor.
Medius Fidius!
“Ölçülü Fidius!”
Esasında “Fidius öyle ölçülüdür ki, bana yardım edecektir! Neticede neler çektiğimi görüyor!” anlamına gelir. Bu arada Fidius, “en güvenilir olan” anlamına gelmekle birlikte Iuppiter’in diğer adıdır yani İslam’dakine benzer şekilde “Allah’ın sıfatları”nın aynı zamanda onun isimleri olması gibi bir durum söz konusu. İnanca göre, Iuppiter fidus (güvenilir) değil, Fidius‘tur, yani “en güvenilir olan”. “Ölçülü, orta-yolu bilen” şeklinde çevirebileceğimiz Medius ise Iuppiter’in diğer bir sıfatı olur. Romalının sıkıştığında “en güvenilir” ve “ölçülü” olan bir kudrete sığınmasında şaşacak bir şey yok.
Bu ifadenin bir de “Me deus Fidius iuvet!” versiyonu vardır, Türkçesi şöyle: “tanrı Fidius bana yardım etsin!”
Hercle! Ecastor! Edepol! Pol!
“Ey Hercules! Ey Castor! Ey Pollux! Ey Pol(lux)!”
Kısaltılmış nida örnekleri. Ancak Romalı yazar Auluıs Gellius, Romalı kadınların -böyle kısaltılmış kullanımlarda-, tanrı değil, tanrıça adını kullandığını ancak “Ey Pollux!” nidasının hem kadınlar hem de erkekler tarafından dillendirildiğini söyler.

Di sciunt!
“Tanrılar biliyor!”
Echols İngilizcedeki “God knows” kalıbının Latincesi olduğunu söylüyor bunun, bizdeki karşılığı ise “Allah biliyor” olmalı. Yine yaradana sığınma ve dünyevî çekileni kutsalın süzgecinde değerli kılma çabası söz konusu.

Ita me Iuppiter, Iuno, Ceres, Minerva, Latona, Spes, Opis, Virtus, Castor, Polluces, Mars, Mercurius, Hercules, Summanus, Sol, dique omnes ament…
“Beni Iuppiter, Iuno, Ceres, Minerva, Latona, Umut, Zenginlik, Erdem, Castor, Pollux, Mars, Mercurius, Hercules, Gece yıldırımının Tanrısı, Güneş ve diğer tüm tanrılar sevsin ki…
Romalı komedi yazarı Plautus’un kullandığı bu kalıp garantici görünüyor. “Birinin gözünden kaçarsa, diğeri görsün bari” mantığı geçerli sanki, çok-tanrıcılığın nimetlerinden biri olarak düşünebiliriz bu durumu.
Di te perduint!
“Tanrılar belanı versin!”
Türkçedeki “Allah belanı versin” yapısının çok-tanrıcı versiyonu olarak düşünelim. Burada kullanılan perdere fiili, ilkin “tümüyle mahvetmek” anlamındadır. Karşı tarafın çoğul olarak kullanıldığı da olmuştur: “Di deaeque vos perduint!” “Tanrılar ve tanrıçalar sizin belanızı versin!” Veyahut spesifik tanrı isimleriyle… “Hercules dique ipsum perdant!” “Hercules ve tanrılar onun belasını versin!” Çok daha ağırı ise şudur: “Ut et quidem di deaeque omnes superi inferi pessimis exemplis perdant!” “Göğün ve ölüler aleminin tüm tanrıları ve tanrıçaları, olabilecek en kötü yollarla belanızı versin!”
I in malam crucem!
“Rezil çarmıha (gerilirsin inşallah)!”
Romalı bir vatandaş için “çarmıha gerilmek” rezil bir durumdu, hoş, o bu duruma düşenin “çarmıha gerildim ne rezilce bir durum bu!” diyebilmesi için yaşamını değil onurunu yüceltiyor olması gerekir, onurun kafa yaptığı böyle durumlar gerçekten de mümkündür, şaşırmayın. “I dierecte in maxumam crucem!” “En büyük çarmıha gerilirsin (inşallah)!” ise lanetin ve nefretin daha büyük olduğunu gösterir. Roma’da çarmıh meselesiyle ilgili olarak bkz. crucifixion/@jimi the kewl. Bu kalıbın daha genelleştirilmiş hali ise şudur: “In malam rem!” yani Türkçesiyle “Rezil duruma (düşesin inşallah)!”
Köşe-yazarlarının sık yaptığı türden gerzek bir bitişe ihtiyacım olsaydı, “umarım siz de bu yazıyı okurken ya da zamanını bu yazı için boş yere harcadığınız için bana ‘in malam rem!’ demezsiniz, keh keh” diyebilirdim bu noktada ama dememeyi tercih ediyorum.

Share |

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: