Prensip Meselesi!

Prensip ile
prens kelimeleri arasında akrabalık var; bu basit bir benzetmeden çok daha ötesini düşündürtmeli Türk okuyucusuna. “Okuyucu” diyorum; zira okuyucunun görevi yazılanı anlamak, anladığını da aktarabilmek; belki de bu yüzden okuduğu kitapların özetini yazan ve sırf bunun için defter tutan kişilere saygıyla bakarım.
Prensip ve
prens: Bu iki kelimenin de Adem’i yani çıkış noktası, ilk atası Latincedeki
princeps kelimesidir. Hani bazen insanlar “
Hepimiz Adem’den geldik, hepimiz kardeşiz” der ya, onun gibi.
Princeps de aslında
primus (ilk) ve
capio (alıyorum) kelimelerinin birleşiminden oluşur, “
ele alınmış ilk şey” gibi düşünmemiz gerekiyor. Yine
principio (başlıyorum) fiili de
princeps‘le kuzen olur. Daha sonradan bu kelime “
önde gelen” anlamını kazanarak roma’da “
lider” yerine kullanılmıştır. Örneğin her komutan bir “
princeps” olup kraliyetin başındaki kral da “
princeps“tir. Yürüyüş esnasında önden giderek size yol gösteren kılavuz da “
princeps“tir. Dahası “
princeps“, Roma’daki soyluları ve kanaat önderlerini de tanımlar.
Princeps, batı dillerine şu şekilde geçmiştir: Alm. prinz, Fr. principe, İng. prince, İsp. principe, İt. principe, Por. príncipe. Merriam-Webster Collegiate, İngilizcedeki “prens” anlamındaki prince sözcüğünün, ilkin 13. yy. İngilizcesinde kullanıldığını söylüyor. Bunu da ek bilgi olarak kafamıza kazıyalım.
Batı dillerinde karşımıza çıkan “princ-“li kelimelerin tamamı bir şeyin ilkliğini ya da başladığını gösterir. İlklik ve başlama anlamı princeps‘ten doğan prensip‘te de vardır. Prensip, princeps gibi “önde giden” kaidedir; bu haliyle sonraki fikirlere yol gösterir, onları yönetir. “Prensiplere uyalım” dediğimizde, “fikirlerimizin [adeta] kralı (princeps) olan baş fikre uyalım” demeye getiririz. Prensip yol gösterici olmanın yanında, aynı zamanda başlangıç noktasıdır; “bu, prensiplerime uymuyor” dediğimizde; başlangıçta hedeflediğimiz, niyet ettiğimiz yolculuğun doğasına aykırı bir durumla karşılaştığımızı söylemiş oluruz.
Ayrıca
prensip‘in
princeps‘le arasında bir bağlayıcısı vardır:
Principium. Hatta diyebiliriz ki, “
ilke“, “
başlangıç“, “
öz“, “
ilk nokta” anlamlarındaki
principium, prensip‘i daha da etkilemiştir; zira Türkçede kuramsal açıdan “
ilke“, “
prensip” dediğimiz o ilk kaidenin tam karşılığı
principium‘dur. Kelimenin yapısına baktığımızda yine
primus +
capio birleşimini gördüğümüzden
princeps‘i dede,
principium‘u baba, bizdeki prensip’i de oğul olarak düşünebiliriz. Prensip’in diğer dillere geçişi şöyle: Alm.
prinzip, Fr.
principe, İng.
principle, İt.
principio, Por.
princípio. Bunlar gibi, Esparanto’da da
principo diye uydurmuşlar.
“Bu konuda prensip sahibi değilim” diyen kişi, “bu konuda fikirlerimin tutarlı bir başlangıç noktası ve önder kabul edebileceği bir ön-kabulü yok” demiş olur. Prensipsizlik, prenssizlik ya da prensessizlik gibi bir şeydir. İnsan kendisini güdük hissedebilir böyle bir durumda, doğaldır.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...