Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
“[Sahte dost edinen] yararı için edinmiştir, yararlı olduğu sürece kendisi için makbul olacaktır. Bu yüzden dost kalabalığı işi iyi olanların etrafını çevirir, işi kötü gidenlerin etrafı boştur, bu yüzden dostlar sınandıkları vakit, kaçarlar. Kötü dostluk örneklerinin bu kadar çok olmasının nedeni budur, kimisi korkudan dostunu terk eder, kimisi de korkudan ona ihanet eder. Dostlukların başı ile sonunun birbirine uyması kaçınılmazdır. Çıkarı var diye dost olmaya başlayan, yine çıkarı için dostunu bırakır. Birine dostluk dışında bir şey makbul görünüyorsa, dostlukla bağdaşmayan bir ödül de makbul görünecektir. O halde ne diye dost ediniyorum? Yerine ölebileceğim, ardından sürgüne gidebileceğim, ölümüne karşı koyup direnebileceğim biri olsun diye. Senin anlattığın dostluk değil, çıkarı gözeten ve ondan ne kazanabileceğini göz önünde tutan ticarî anlaşmadır.”
“qui utilitatis causa adsumptus est, tamdiu placebit, quamdiu utilis fuerit. Hac re florentes amicorum turba circumsedet; circa eversos solitudo est, et inde amici fugiunt, ubi probantur. Hac re ista tot nefaria exempla sunt aliorum metu relinquentium, aliorum metu prodendum. Necesse est initia inter se et exitus congruant. Qui amicus esse coepit, quia expedit, et desinet, quia expedit. Placebit aliquod pretium contra amicitiam, si ullum in illa placet praeter ipsam. [10] In quid amicum paro? Ut habeam pro quo mori possim, ut habeam quem in exilium sequar, cuius me morti opponam et inpendam. Ista, quam tu describis, negotiatio est, non amicitia, quae ad commodum accedit, quae quid consecutura sit spectat.” (Seneca, Epistulae Morales 9.9-10)