Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

Mitolojide gökten düşen objeler üzerine (3 Oritis ya da Sideritis)

Yunan mitolojisinde Latincesiyle Oritis (οριτις) ya da Sideritis (σιδηριτις) ismiyle anılan bir taş vardır. Plinius’un “demire benzer” (Sideritis ferro similis est) dediği bu taş (Naturalis Historia 37.67.182) Türkçeye “demir-taşı” olarak çevrilebilir. Plinius aynı yerde bu taşın uğursuzluk getirdiğine inanıldığını söylüyor. Çok sonraları tam tersi de söylenmiş ama pek muteber değil bu ikinci görüş, zira kaynağı yok.(*)

Taşın ilk değilse de ikinci ismi taşın -en azından insanların zihninde- onun gökten / yıldızlardan düştüğünü göstermekle kalmıyor, dahası demir madeni ile yıldızlar arasında bir ilişki kurulduğuna dair de apaçık kanıt sunuyor: Zira Yunancada σίδηρος (sideros) “<erimiş> demir” demektir, her ne kadar Yunancada “yıldız” için σίδ- (sid-) kökünden hareketle bir isim kullanılmamışsa da ya da bu minvalde türetilmiş bir sözcük yoksa da, Latincede sid– kökü yıldızlarla ilişkili anlamlar vermiştir. Örneğin sidus “yıldız”, çoğul halde sidera “takımyıldız” anlamındadır. “Yıldız” anlamı çerçevesinde dolanan bazı sözcükler şunlardır: Sideratio, sidereus, sideraticius.

Bu vurguyu yapmamın nedeni, sid- kökünün “yıldız” anlamı çerçevesinde sık kullanıldığını göstermektir. Lewis & Short’ta sidus maddesinin başında Sanskritçedeki “terlemek” ve “erimek” anlamındaki svid fiili hatırlatılmış. Dolayısıyla Yunancada <erimiş> demir anlamında da kullanılan σίδηρος’u da hatırlarsak, belki Latincedeki yıldızları anımsatan sid- kökü ile Yunancadaki demiri anımsatan σίδ- kökünü birbiriyle alakalı kılabiliriz. (Yine Latincede sudare fiili de “terlemek” anlamındadır, zaman içinde sud-‘un sid-‘e dönüştüğünü de düşünebiliriz bu çerçevede.) “Çok detaylı bir organizasyon”dan söz edebiliriz bu durumda. (Biraz da “akıllı tasarım cici bir kuramdır” köşesi.)

Taşların kökeninin irdelendiği Orfik Lithica mitinde (**) Oritis ya da Sideritis taşı bir meteorit olarak sunulur. Buna göre tanrı Apollon Troia kralı Priamus ile Hecuba’nın oğlu olan Helenus’a bu meteoriti vermiş (ceza olarak değil elbette). Genel olarak mitolojide Cassandra’ya atfedilen Apollon kaynaklı geleceği görme (ama kimseyi buna inandıramama) yeteneği, bu öyküye göre, Helenus’ta da vardır, dolayısıyla bu meteoritin Cassandra gibi Helenus’a da geleceği görme yeteneği kazandıran büyülü bir taş ya da “sihirli bir küre” (***) olduğunu düşünebiliriz.

Öyküde kabaca, yuvarlak, ağır, taneciklerle dolu siyah bir taş olarak betimlenen bu meteorit niçin Plinius’a göre uğursuzluk getiriyor olsun? Cassandra’nın başına gelenleri hatırlarsak, bu durumu şaşırtıcı bulmayız. (Bu konuyla ilgili olarak bkz. Licentia’dan Cassandra’ya… ve Parrhesia ya da Kral Çıplak başlıklı yazılarıma bakabilirsiniz.)

 

Yıldızlar

* Bkz. Moderata Fonte, The Worth of Women, The University of Chicago Press, 1997, s.185.

** Bu mitle ilgili olarak Ruslan I. Kostov’un “Orphic Lithica as a Source of Late Antiquity Mineralogical Knowledge” başlıklı çalışmasına bakabilirsimiz.

*** George Frederi Kunz, Curious Lore of Precious Stones, Kessinger Publishing, 2003, s.178.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: