Dr. C. Cengiz Çevik (Klasik Filolog) – Blog

Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.

>Balbillus

>

Tiberius Claudius Balbillus, “Bilge Balbillus” olarak da bilinen tuhaf bir kişilik (i.s. 20-79). Bir ara seriye bağlanan imparatorlar dizisinde mutlaka kendine bir yer bulmuş görünüyor.

Mısır’da doğup büyüdüğü ve babası astrolog Tiberius Claudius Thrasyllus olduğu için küçük yaştan itibaren doğu mistikliğinden etkilendiğini düşünebiliriz. İmparator Caligula döneminde, evvelce geldiği Roma’dan yine Mısır’a dönmüşse de, imparator Claudius döneminde yeniden Roma’ya gelmiştir.

Bir süre boyunca Roma ile İskenderiye arasında mekik dokuduğundan, hem Roma nezdinde batının, hem de İskenderiye/mısır nezdinde doğunun kültür havasını yutmuş görünüyor. Bu sırada İskenderiye’deki Hermes Tapınağı‘nda başrahip olup, buradaki kütüphaneyi yönetmiştir. Böylece sadece kültür ortamının sağladığı deneyimlerle değil, aynı zamanda kitabî bilgiyle de kendini geliştirmiştir. Babası ne derece astrologdu, bilmiyoruz. Roma imparatorluğu döneminde gerek avamla karşılaştırılamayacak ölçüde aydın ve sanatçı geçinen tipler gibi, saray çevresi de astrologlardan şikayetçiydi. Satirisit Iuvenalis’in meşhur “Quid Romae faciam?” (ne işim var Roma’da?) sorusu (ayrıca bkz. Quid Novae Romae faciam), bilhassa dönemin Roma’sında gezinip, milletin kafasını karıştıran astrologlar yüzünden sorulmuştu. Kısacası, can sıkıyorlardı. Bu yüzden imparatorlar, düzeni bozdukları gerekçesiyle astrologları ikidebir Roma’dan kovan fermanlar yayınlamıştır. Bu yüzden bu başlıkta işlediğimiz Balbillus’un astrolog babasından geriye sağlam yazılı kayıtlar kalmamış olmasını şaşırtıcı bulmamak gerekir.

Ancak oğul Balbillus’un, Mithras gibi, ziyadesiyle “ordu dini” olarak bilinen bir doğu mistikliğine Mısır’da bulaşmış olmasına rağmen bir yerlere gelmesi, imparatorlar tarafından sevilmesi tuhaftır. Öyle ki Balbillus, imparator Claudius’un doğumgünlerinden birine denk gelen Güneş/Ay tutulmasını öngördüğü için bir süre imparatorun nasihatçisi görevini bile üstlenmiştir. Bu nasihatçilik, küçümsenecek bir görev değil. Bizim meşhur filozofumuz Seneca da bir dönem, meşhur imparator Nero’nun hem nasihatçisi hem hocasıydı. Bu nasihatçilik ciddi bir görev bilinci gerektiriyor. Gerçi biraz da suyu bulandırmak için ortaya attığım teoriye göre, Nero, filozof Seneca’nın felsefî nasihatlarını hazır olmayan ve imperium hırsları (ve bizim Osmanlı hanedanındaki gibi kadınların; anasının vb.) altında ezilmiş, çelimsiz bünyesine aldıkça kafayı sıyırmış olabilir. Nasihatçilik ciddi mesele, kafaca hazır olmayana nasihat vermemeniz gerekir. Bir üstadımız, “öğrenmek istemeyene asla felsefe öğretilmez” demişti, haklıydı. Nero’ya Seneca düsturları ağır gelmiş olmalı.

Her neyse; konumuza dönelim. Balbillus için böyle bir sıkıntı olmamış görünüyor. Ancak sonra imparator bütün astrologları ülkeden kovan bir ferman yayınlayınca, görevinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Ancak bu nasihatçilik görevinden ayrılmışsa da, diğer astrologlardan çok daha iyi muamele gördüğünü yaşamının geri kalan kısmında başına gelenlerden anlıyoruz. İmparator Nero’nun döneminde, i.s. 56 yılında Mısır Praefectus’u olarak atanmış, burada 59 yılına kadar görevini sürdürmüştür. 

Balbillus Mısır topraklarında doğup büyüdüğünden ve yıllarca burada hem İskenderiye kütüphanesinde, hem de Hermes Tapınağı’nda önemli görevlerde bulunduğundan, onunkisi cezalandırılmaktan ziyade ödüllendirilme anlamını taşıyor. Düşünebiliyor musunuz, insanlık tarihinin gördüğü en mühim kütüphanelerden olan İskenderiye kütüphanesinin yöneticisisiniz; daha sonra da romanum imperium’un Mısır valisisiniz (praefectus). Bundan daha büyük ödül olur mu?

Balbillus, imparator Vespasianus döneminde Roma’ya geri dönmüştür. Bu geri dönüş ona büyük bir dost kazandırmıştır: İmparator Vespasianus! Hatta bu dostluk öylesine sağlammış ki, Balbillus i.s. 79 yılında öldüğünde, imparator memleketi olan Ephesus’ta yani bizim Efes’te Balbillus’un adına oyunlar düzenliyor. Bu festivalin iii. yy.’a kadar, geleneksel olarak sürdürüldüğü biliniyor. Git-gide bozulan Roma’da, hem de babadan gelme astrologluk kimliğiyle, bu denli yükselebildiği için kendisini kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Anadolu’da, Ephesus’ta adına dikilen iki “onurlandırıcı” kitabe de gösteriyor ki, Balbillus, Romanum Imperium’un sevilen simalarından biri olarak bu dünyadan göçüp gitmiştir. 

Kaynakça:

-Tacitus, Annales xiii.22.
-Plinius, Naturalis Historia xix.
-R. Beck, Beck on Mithraism: Collected Works with New Essays, Ashgate Publishing Limited, 2004, s.42-43.
-J. Murphy-O’connor, St. Paul’s Ephesus: Texts and Archaeology, Liturgical Press, 2008, s.63.
-B. Levick, Vespasian, Routledge, 1999, s.173.
-E. Speller, Following Hadrian: A Second-century Journey Through the Roman Empire, Oxford University Press, 2003, s.142.

Not: Bu yazıyı ilkin ekşi’de yayınladım:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=18141432

One comment on “>Balbillus

  1. Bilgin
    11/04/2019

    Selam,

    Nereye yazacagimi bilemedigim icin rastgelelikle buraya yaziyorum, kusura bakmayin. Caligula ve Drusilla’nin cocukluk zamanlarindan, yattiklari zamana, olumune ve onu yasalar karsisinda Tanrica ilan etme anina kadar birbirleriyle olan iliskileri ve Caligula’nin, Drusilla’yi zihninde nasil/ne sekilde konumlandirdigina dair neler biliyoruz?

    Bunun hakkinda bir yazi talep edebilir miyim mumkunse? Elbette Caligula’nin ani “brain-fever”ina da mumkun oldugunca deginecek bicimde.

    Tesekkurler!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: