Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Cato’nun “vir bonus dicendi peritus” sözü “konuşmada usta olan iyi insan” şeklinde çevrilebilir, konuşma – hitabet ustalığı ile iyi insan olmak arasındaki bağlantı biri olmadan diğerinin de olmayacağını imler. Quintilianus kaynaklı bu söz (Inst. 12.1.1) aynı zamanda bağlamda feylesofun kamu yaşamında rol üstlenmediği ve paylaşım içinde olmadığı için ideal hatip olmadığı düşüncesine eklemlenir. Bu noktada belirtilmeli ki, geleneksel Romalı hitabeti ile Yunanın süslü ama sofistike olarak kodlanabilecek retoriği arasında ayrım olduğu ve İ.Ö. ikinci yy.’dan itibaren ikisi arasındaki gerilimin Roma’daki Cato gibi muhafazakar düşünürleri Yunan olana karşı ciddi bir tepkiye yönlendirdiği aşikar.
Feylesof bu gerilimde kendi sofistike bağlamında boş konuşmasa da, iyi bir insan olarak sayılmasını sağlayacak olan bir nevi kamusal konuşma ustalığından yoksundur. Sokrates de iyi konuşur ama gençlerin aklını bulandırmıştır, bu Cato’nun da kabul ettiği üzere feylesofun iyi insan olmaya varmayan konuşma ustalığıyla alakalıdır. Örneğin feylesof, Quintilianus’un Cato’suna göre, avukat olup iyi konuşmasıyla mahkemede masumları (bazen masum olmayanları da) savunmaz ya da politikacı gibi halk ve Senatus önünde iyi konuşarak doğru kararların (bazen yanlış kararların da) alınmasını sağlamaz. Feylesof, Quintilianus’a göre, dicendi peritus kısmından vir bonus’luğa kamusal güdüklüğünden ötürü geçememiş bir figürdür. Bana bu durum Hebelüp adlı eski bir şarkıdaki “nedeni var nedeni yok hiç fark etmez / bu araba da buraya nah park etmez… / konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz / konuşuyoruz ama anlamıyoruz” sözlerini hatırlatıyor.