Birtakım filolojik hassasiyetler: Eskiçağ ve günümüze dair kişisel okumalar ::: İstanbul Üniversitesi, Latin Dili ve Edebiyatı bölümü, Dr.
Şahsî varlığın (buna individualis deniyor, “daha fazla bölünemeyecek ölçüde -son noktaya kadar- bölünmüş tekil canlı”) herhangi bir şeyin kendisi için omnia vincit (her şeye üstün geldi<ğini>) olmadığını düşünmesi, kendinde oksimoron örneğidir, zira herhangi bir şeyin ne olmadığına ilişkin yargı kendi içinde tümel bir omnia vincit‘lik mahiyetini taşır.
Labor omnia vincit ya da amor omnia vincit örneklerindeki labor ya da amor‘un non omnia vincit ile yer değiştirdiğini düşünelim.
Status (ya da quod) non omnia vincendi omnia vincit şeklinde Latinceleştirebileceğimiz yargı bize non omnia vincit‘in kaçınılmaz olduğunu gösterebilir, tabi ki daimî bir düşünme eyleminin eşiğinde ya da içinde olduğumuzu kabul edersek bu durum geçerlidir.
Neticede diğer her şeye üstün gelecek ölçüde bir şeyi yüceltme eyleminden yoksunluk durumunun kendisini diğer her şeye üstün kılması yine individualis‘in doğal intellectus (akıl yürütme) sürecinde olduğunu gösterir. Burada aksiyon bir şeyin omnia vincit olması, reaksiyon ise herhangi bir şeyin omnia vincit olmamasının omnia vincit olması, başka deyişle reaksiyonun aksiyon olmasıdır.
omnia vincit olmaması durumu omnia vincit oluyorsa bu niye sorun teşkil etsin,o zaman her şey çok normal olmaz mı?
Zaten bu yazı, bunun bir “sorun” teşkil ettiğini söylemiyor, sadece oksimoronluğuna dikkat çekiyor, oksimoronluk da kendinde bir “sorun” değil.
”Sorunumun ne olduğunu anladım..”yazıyor,o yüzden.
O bu yazının sorunu değil.
Peki.
It’s always a peaslrue to hear from someone with expertise.