>Progressive
>

İleri doğru, öne doğru hep bir fazla, hep bir öteye taşma telâşını gösteren bir sıfat olarak karşımıza çıkmasının nedeni
pro– önekinin
adım,
hamle gibi anlamlara gelen
gressus‘a eklemlenmiş olmasıdır. Aslında
progressive music denilen şey, hamleci müziktir. Bir yöne, bir temaya doğru atılmış olan bir adım, hareket noktasından ileri gidildiğini gösterir. Misal
progressive metal‘de estetik duyuş bizzatihi bu hamleci tavırdan kaynaklanır. Damarlarında dolaşan hamle telâşını bir tür girişimcilik olarak okuyabilirsek de, aslında tam anlamıyla o da değildir. Çünkü hamlenin yönü zaten bellidir, bir nevi şablonun, çemberin, kısıtlayan alanın içinde gidebildiğin yere kadar gidebilmeni anımsatır. Büyük Türk filozofu Serdar Ortaç’ın da dediği gibi,
nota sayısı belli, artık büyük harikalar beklemeye gerek yok. Bir nevi şematize edilmiş sınırlarda oynamaya mecburuz,
doğuya doğru giden gemide batıya doğru koşan cemilmeriçist aforizmalarız hepimiz.
Teşebbüs ama en nihayetinde güdük, adım atıyorsun ama adımların bittiği bir son adım hakkın saklı, bunu da biliyorsun (ölüm gibi, son nefes gibi). progredior fiili “ilerliyorum” anlamına geliyor, buradan yukarıda bahsettiğim pro–gressus “öne doğru hamle“, “öne doğru adım atma” anlamı çıkıyor. Prometheus’un başındaki pro– nasıl ki bir öngörülük katıyor değerli titanımıza (kardeşi Epimetheus’taki epi– ise tam ters şekilde, titanı geri-zekâlı yapıyor), işte progressive‘deki pro– da bizi benzer bir önlükle karşılıyor. Görebilene hemşeri önlüğü de olabilir, kasiyer önlüğü de. Önde olması gerekiyor en nihayetinde. başında pro– önekini gördüğünüz her çağdaş batı ifadesinde bu ön-lüğü hatırlamak durumundasınız.
Mesela “gelişim gösterme” anlamındaki progress de aslında “hamle yapma” anlamını içinde barındırır. İşte yön belirli, demek istediğim o, şablon olmasa hamle yapıp yapmadığı bile anlaşılmaz. “Aa o mu, o çok geliştirdi kendini” dendiğinde işte pro– öneki devreye girmiş oluyor. Gelişim gösterdi ama nereye doğru? Bunu belirleyecek bir merci olmalı. O işte benim, sensin, o, hepimiziz. Şematize bizim kurtarıcımız, türlü şemalarla birtakım ön yönü belirliyoruz, oraya doğru çalışıyoruz, böylece gelişim göstermiş oluyoruz.

Acaba Yunancasıyla
Persephone‘nin Latin dilinde
Pro-serpina adıyla anılması da mı bu yüzden?
Pro-serpina aslında
Yılanlı-kadın anlamında da düşünülebilir, çünkü içinde
serpens yani
yılan var. Ölüler aleminin tanrısı Pluto’nun karısı olduğundan nihaî olarak varacağınız yere böyle bir isim yakıştırılmış olabilir mi? Bir etimolojik/mitolojik açıklamaya göre, Proserpina ismi, söz konusu hatunun yılan gibi sürünerek bir yerden bir başka yere, örneğin sağdan sola, soldan sağa gitmesinden kaynaklanıyormuş (Varro, Ling. Lat. 5.68: “
dicta Proserpina, quod haec ut serpens modo in dexteram modo in sinisteram partem late movetur” Detaylı açımlama için bkz. Hendrik Wagenvoort,
Pietas: Selected Studies in Roman Religion, Pub. by E. J. Brill, Leiden, 1980, s.144) Varro diyorsa doğrudur, Latin mitolojisini ondan daha iyi bilemeyeceğiz ya, ama bilebileceğimiz bir şey var ki progressive bir kadın tipi var Proserpina’da. sökülüp alındığı ölüler mekânında bir
pro-luktan kurtulamıyor bir nevi
pro–
fesyonel (sadece Orpheus-Eurydice meselesinde kocasına baskı yapıyor, işine duygularını karıştırıyor, sonrası malum), ölülerle ilgili her işte yardımcı oluyor kocası Pluto’ya. “
Kaçırıldım ben” demiyor, uyum sağlıyor. Başka deyişle ayak uydurarak “
gelişim” gösteriyor. Çünkü o bir zamanlar yer-üstündeydi, şimdi ise altında.
başarmış bir kadın aslında bu açıdan bakarsak, ama Pluto’nun yani
erkek-ölüm‘ün istediği ölçüde gelişim göstermiş durumda.
Yukarıda şey ettiğim pro-fesyoneldeki pro– da yine bir önlük. “ilan etmek, söz vermek” anlamlarındaki profiteri fiilinden türemiş professus sıfatından kaynaklanıyor. Zira bu sıfat zaman içinde “ilan, bildiri, sicil defteri” gibi anlamlardan “meslek, sanat” gibi anlamlara dönüşmüş ve sonrasında bugün kullandığımız anlamda profesyonellikle alâkalı bin bir terimi doğurmuş kendisinden.
Neticede
progressive, yani
progressus kendi içindeki
pro– önekini, o öneki aldıktan sonra da açıklayabilen tuhaf bir gövdedir. “
Pro- öneki ne işe yarar?” diye sorduklarını düşünerek şöyle cevap verin: “
Progressive yapar” karşınızdaki “
anladım” deyip susacaktır.
Progessive, çünkü
pro-‘su içinde, puro. Yani bildiğin puro.
Pro–
gressus yani
öne doğru adım, hamle, atak ne derseniz deyin, aslında söz konusu gövdenin gramer bakımından kendini gerçekleştirmesinden başka bir şey değildir. Gövdeye hükmeden bir önek adeta
pro, dahası gövdeyle de tanımlanabilen. bu açıdan bakarsanız, gayet de
pro,
profesyonel!
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...