Dr. C. Cengiz Çevik – Blog

KLASİK FİLOLOG

Hakemli felsefe dergisi Arkhe-Logos’un yeni sayısı çıktı! (15. sayı, 2023)

Hakemli felsefe dergisi Arkhe-Logos‘un yeni sayısı çıktı.

Bu sayıda iki yayınım var:

Makale: “Oinoandalı Diogenes, Fr. 6 ve Fr. 100’de Stoacı ‘ὕλη καὶ θεός.'”

Özet: Epikourosçular ile Stoacılar gerçekte var olan şeylerin bedensel olması gerektiği konusunda uzlaşmaktadır. Ancak her şeyi meydana getiren öğe veya ilkelerin ne olduğu konusunda farklı düşünürler. Epikourosçular Demokritos’un atom öğretisini bazı eklemeler yaparak yeniden yorumlamış ama genel hatlarıyla doğru kabul etmiştir. Buna karşılık Stoacılar her şeyi meydana getiren, edilgen ve etken iki ilkenin var olduğunu savunmuş, bunların ilkinin işlenen unsur olarak madde, ikincisini ise işleyen unsur olarak tanrı olduğunu iddia etmişlerdir. Epikourosçu felsefenin etik ve fizik görüşlerini aktaran Oinoandalı Diogenes yazıtındaki Smith’in düzenlemesiyle okunur ve anlaşılır hale gelen Fr. 6 ve Fr. 100’de Stoacıların “madde ve tanrı” (ὕλη καὶ θεός, hylê kai theos) anlayışına bir referans vardır. Bu çalışmada Smith’in düzenlediği Yunanca fragmanlar, bu fragmanların düzenlemeye uygun olan Türkçe çevirisi ve fragmanlarda geçen kavramların Epikourosçu ve Stoacı literatür bağlamında analizi yer almaktadır.

Latinceden çeviri: Ludewig, “Türklerde Rasyonel Felsefenin Tarihi”

Özet: Burada “Johann Peter von Ludewig, Historia Rationalis Philosophiae Apud Turcas, Christ. Ern. De Windheim, Halae, 1691” künyeli Latince metnin Türkçe çevirisini sunuyoruz. Bu, metnin herhangi bir dile yapılmış ilk çevrisidir. Metnin başlığında geçen “Türklerde” (Apud Turcas) ifadesi sadece bir ırk olarak Türkleri kastetmez. Burada “Türk” adı genel olarak, 1600’lerin sonuna dek İslam’ın ortaya çıktığı ve yayıldığı Asya ve Afrika coğrafyasında yaşamış olan Müslüman olan olmayan tüm filozof ve âlimleri kapsamaktadır. Böylece Türk adının kapsayıcılığında, öncesi ve devriyle, Türk-İslam felsefe tarihinin bir özeti sunulmuş oluyor. Bununla birlikte metindeki atıflar sayesinde, konuyla ilgili kaynaklara ve tartışmalara ilişkin de bilgi ediniliyor. Kuşkusuz, Ludewig’in metninde aktarılan Türk-İslam tarihine ilişkin birçok iddianın belki batılı önyargıdan, belki de sadece bilgi eksikliğinden ötürü tümüyle yanlış olduğunu söyleyebiliriz, ancak burada sunulan her bir iddianın doğruluğunu incelemek başka bir çalışmanın konusudur. Dünya çapında bir ilk özelliği taşıyan bu çevirinin, on yedinci yüzyılda batılı akademik çevrelerin Türk-İslam felsefesine olan yaklaşımına dönük değerlendirmelere katkı sunmasını, içerdiği hatalı bilgilerin düzeltilmesini ve bu sayede evrensel akademinin yöntem ve kültürüne uygun bilimsel tartışmaları tetiklemesini umuyoruz.

Dergiye şuradan ulaşabilirsiniz: Link

Yorum bırakın