Bugün yolum Beyazıt’ta sahafa düştü.

İki kitapla çıktım sahaftan. Iris Murdoch’un daha önce Türkçeye çevrildiğini bilmediğim Ateş ve Güneş. Platon Sanatçıları Niçin Dışladı? başlıklı eseri (1992) ve Metis Yayınları’ndan çıkan (2001)Türkiye Savaşın Neresinde? başlıklı eser. Görüldüğü gibi, ikisi de birer sorudan hareketleniyor.
İlkine bakma şansım pek olmadı ama ikincisini vapurda ve otobüste bir hayli okudum. İlki için şimdilik söyleyebileceğim, Ayrıntı Yayınları’nın eski formattaki baskı kalitesindeki düşüklük olabilir. Bu yayınevinin daha sonradan alışkın olduğumuz baskı kalitesi ve özeniyle kıyaslandığında kitap “aa bu Ayrıntı’dan mı çıkmış?” dedirtiyor. İçeriğe ise girmiyorum, zira yukarıda da dediğim gibi, henüz detaylı bir okuma yapmadım.
İkinci kitabı bir hayli okuduğumu söylemiştim yukarıda. Kitabın merkezinde yer alan “Türkiye Savaşın Neresinde?” sorusu 11 Eylül sonrasında Türkiye’nin dünyadaki yerini ve izlemesi gereken / izleyebileceği stratejiyi belirlemeye dönük olmakla birlikte, dönemin İslam ve batı odaklı tartışmalarına ışık tutuyor.

“NTV Tarihe Kayıtlar” serisinden çıkan bu kitapta NTV’ye çıkan yerli ve yabancı yorumcuların (olay sonrası palazlanan stratejistler) görüşleri paylaşılıyor. Hayatını İslam coğrafyasının kanayan yaralarına adamış Gilles Kepel, Ernestocu Régis Debray, dilci Chomsky, Salman Rushdie, Seumas Milne, Robert Fisk, William Pfaff, Ignacio Ramonet dikkatimi çeken isimler.
Dönemin eski cumhurbaşkanı Demirel ile başbakanı Ecevit’in “içeriden” sundukları görüşler, dönemin Türkiye Cumhuriyeti’nin 11 Eylül’e bakış açısını açıkça gösteriyor, bilhassa Demirel’in “Nato ve ona söz veren Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmeli” minvalindeki görüşlerini vapurda tükettim, yolculuk zamanını da elbette.
Bakalım nerelerde yararlanacağız bu kitaplardan, bir aforizma uydurayım: Her kitabın bir yeri vardır.