Ucu sabaha varan yaz gecesi çalışmalarında hem bilgisayar monitöründen yüze, hem de oda lambasından sırta vuran sıcaklığı yarı yarıya azaltmak adına lambayı kapatıp eski usul mum ışığına dönmek akıllıca bir tavır. O anlardan bir tanesini ölümsüzleştirdim.

Mumun sağ tarafında monitör; kağıdın üst kısmında kablosuz klavye, sol kısmında içi kahve dolu Ekşi kupası var. Üzerinde çalışılan konu da, ‘Seneca’nın Naturales Quaestiones’ine varıncaya değin durum neydi’ kapsamında, Marx’ın Demokritos ile Epikuros fiziği arasında yapmış olduğu ayrımlar. Kağıdın üzerinde Ante Pažanin’in “Overcoming the Opposition Between Idealism and Materialism” başlıklı yazısından notlar var. Bu arada dışarıda da bu yazın en tatlı esen rüzgârı var; kimi açık pencerelerden perdeler dışarı doğru uçuşuyor, tek tük bazı pencerelerden televizyon ışığı dışarıya yansıyor, bir yanıp bir sönerek. Esinti asfaltta bazı şeyleri sürüklüyor ve geceye, uzaktan gelen düzensiz köpek havlamaları yanında başka bir ses bırakıyor.

Tez de, esinti de sabaha sağ çıkmayı plânlıyor.