Cicerocu Alexander Hamilton’ın (1755/57-1804) yaşamı ilginç. ABD’nin kurucu babalarından biri ve ilk hazine sekreteri/bakanıydı. Ayrıca ABD’nin kuvvetler ayrılığı bağlamındaki federatif siyasal ve hukukî yapısının fikrî arka planlarından olan Federalist Papers’ın üçte ikisini yazan yazardı.
Cicero’ya hayrandı. Cicero’nun devlet adamlığı vizyonunu örnek almış, onu insanın en yüksek görevi olarak görmüştü, çünkü devlet adamı (hem Cicero’ya hem de Hamilton’a göre) akademinin kısır felsefesini alıp pratik kullanıma sokan, toplumu ortak yarar için düzenleyen kişidir.

Hamilton Başkan Washington’ın 1791’de Pennsylvania Viski İsyanı’nı bastırmasına yardım ederken, konuyla ilgili kamuya açık mektuplarında Cicero’nun “Tullius” adına gönderme olarak “Tully” takma adını bile kullandı.
Federalist Papers 70’te şöyle yazar: “Zayıf bir yürütme, hükümetin zayıf bir şekilde yürütülmesi anlamına gelir. Zayıf bir yürütme, kötü bir yürütmenin başka bir ifadesidir ve kötü yürütülen bir hükümet de, teoride ne olursa olsun, pratikte kaçınılmaz olarak kötü bir hükümettir.” Hamilton, siyaset bilimine kuvvetler ayrılığı ve federalizm sistemi gibi modern yenilikleri eklerken, cumhuriyetçi hükümetin temelini Cicero’nun özgürlüğe en elverişli ve tiranlığa karşı en dirençli olan güçlü, temsili hükümet kavramına dayandırmıştır.
Hamilton’ın Ciceroculuğu bazı metinlerinde rakiplerini nasıl kimliklendirdiğinden de anlaşılır, zira siyasi rakipleri Jefferson ve Aaron Burr’u, Cicero’nun cumhuriyeti yıkmaya çalışan iki büyük düşmanına, yani Julius Caesar ile Catilina’ya benzetmişti. Nitekim bu kişilerden Aaron Burr’la olan rekabeti canına mal olmuştu.
Aşağıda paylaştığım ikinci görselde de anlatıldığı gibi, Aaron Burr ile girdiği düelloda öldü. Britannica’daki “Burr, Aaron” maddesinde yazdığına göre olay şöyle gelişmiş:
Şubat 1804’te Burr’ün New York yasama meclisindeki arkadaşları onu valiliğe aday gösterdiler. Hamilton, Burr hakkında aşağılayıcı yorumlar içeren mektuplar yayarak Burr’un yenilgisine katkıda bulundu. Kısa bir süre sonra Vali Clinton, Cumhuriyetçilerin başkan yardımcısı adayı olarak onun yerini aldı. Burr bir kez daha kendisini Hamilton’ın düşmanlığının siyasi kurbanı olarak hissetti ve ona New Jersey, Weehawken’de bir düello için meydan okudu. (Düellolar hem New York hem de New Jersey’de yasadışı olmasına rağmen, New Jersey’de cezalar daha hafifti). İki adam 11 Temmuz 1804’te karşı karşıya geldi. Ne olduğu konusunda çelişkili anlatımlar vardır. İlk kimin ateş ettiği ve Hamilton’un bilerek mi ıskaladığı yoksa Burr tarafından vurulduğunda istemeden tabancasını ateşledikten sonra mı ateş ettiği belirsizdir. Her halükarda Burr yara almamış, ancak Hamilton ölümcül şekilde yaralanmış ve ertesi gün ölmüştür.

Cicerocu bir devlet adamına yakışan bir final, kim ne derse desin. Chatgpt’ye “Hamilton’ın sonuyla ilgili politik bir espri yap” dediğimde, şöyle yazdı:
“Alexander Hamilton’un düelloda kaybetmesi, siyasette ‘ateşli retorik’ ile kararlar almanın risklerini gösteriyor. Sanırım siyasetçiler daha çok ‘stratejik soğukkanlılık’ modunda çalışmalı!“